23 Haziran 2019 İstanbul Yenileme Seçimi'nin sonuçları üzerine çok şey söylenebilir. Önemli olan, durumu doğru teşhis edip, tedaviye ona göre başlamak. 1- Meseleye, "Yerel ve konjonktürel"olarak yaklaşmakla "siyaset alanıyeniden düzenleniyor" diye bakmakarasında dağlar kadar fark olduğu aşikar.
Şahsen ben, 2023 yılına kadar yetkilendirilen hükümetin, 4.5 yıla odaklanması için siyaset sosyolojisini yeniden etüd etmesini savunanlardanım. 2- Türkiye, benzeri Avrupa'da başlayan popülizm dalgasından da nasibini alıyor.
Yani "ekonomik ve siyasipopülizm" mevcut şartlardabilhassa muhalefet dili üzerindenbizde de prim yapabiliyor. 3- "Adalet ve Kalkınma" kavramlarının anlam ve değeri millet eliyle güncelleniyor.
Yargı kurumunun FETÖ'den ayıklanması "adil düzen algısına" yetmiyor.
Son yıllarda -açıklanabilir gerekçeleri olsa da- ekonomideki inişli-çıkışlı grafik karşısında makro vaatlerden ziyade günlük hayata doğrudan tesir eden butik projeler seçmene daha cazip geliyor. 4- Cumhurbaşkanı ve Parti Genel Başkanı şapkası, farklı seçmen kitlelerinde eşdeğer karşılık bulmuyor. Parti kimliği taşısa da partici kimliği Cumhurbaşkanı'na yakıştırılamıyor. 5- Gezi olaylarından bu yana toplumun yüzde 50'sine hitap eden ama kalan yüzde 50'sini ihmal eden söylem ve yaklaşımlar, siyaseten yeni meydan okumaları beraberinde getiriyor. Özellikle, "ittifakmodeli" sayesinde, tıpkı Gezi'deki gibi farklı gruplar, detaydaki aykırılıkları bastırarak, ana hedef için birleştirilebiliyor. 6- Geleneksel medya ile sosyal medya arasındaki asimetrik denge, siyasal iletişim sahasında ciddi neticeler doğuruyor. Çok sesli ve denetimsiz sosyal medya alanı, monolog olarak nitelenen kurumsal medyayı tehdit ediyor. 7- Seçmen, "sandıkla gelenin, sandıklagitmesi" ilkesine olan sadakatini,parti farkına rağmen gözetiyor. Buda demokratik olgunluğa işaret ediyor.
Sandığa, kurallara ve kurumlara ilişkin kuşku yaratılmasını istemiyor. 8- Vatandaş siyasetteki "muhalefetve alternatif problemini" çözmek içinİstanbul üzerinden geliştirilen bir pilot projeye(proje adaya) fırsat tanırken, iktidarpartisine de iç muhasebe yapması, önlemalması için zaman ve şans veriyor. 9- "Her şeyin nasıl olacağı?" sorusuna ise "Siyaset yapma biçimi" itibariyle (öncelikle CHP olmak üzere) hiçbir partide hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı cevabını veriyor. 10- Toplumun hatırı sayılır bir kesiminde biriken negatif enerjiyi boşaltarak, başarı duygusu yaşatırken, siyasi zaferlere alışmış kadrolara da demokratik sabrı ve toleransı hatırlatıyor. Ve en önemlisi... Türkiye'yi yönetenlerin süratleasli gündeme odaklanması gerektiğininet biçimde vurguluyor.
Ekonomik dengelenme, sürdürülebilir büyüme, kanuni olanın adil de olması beklentisi, milli güvenliğe yönelen tehlikelere rasyonel karşı koyma, anayasal güçler dengesinin etkin işleyişi, mutlak istikrar, tatmin edici yatırım ortamı, gençlere iş, ailelere aş, kapsayıcı kamu yönetimi...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.