AK
Parti-MHP ittifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı
Binali Yıldırım'ın, -hamurunda HDP katkılı- CHP-İYİ Parti ittifakının adayı
Ekrem İmamoğlu ile
"seçim münazarasına varım" demesi, Türk demokrasi ve siyasi tarihine geçecek bir karar oldu.
İki adayın da
"aracıyı ve algı yönetimini aşarak" seçmen karşısına çıkacak
olması hem ezberleri bozacak
hem de bu tarz buluşmaların
gelenekselleşmesine öncülük
edecek.
Kuşkusuz, başkanlık tartışmasının yapılabilirliği, belli koşulların yerine gelmesine bağlı. Nitekim AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Mahir Ünal ile CHP Grup Başkanvekili
Engin Altay arasında kurulan ilk temasın, bayram sonrası detaylı görüşmeye dönüşmesi bekleniyor.
Programın formatı, yani seçilecek yayın platformu, mekan, sorular, süre, moderatör belli bir uzlaşmayı gerektirecek.
Halihazırda, tüm TV kanallarına ve sosyal medya erişimine açık ortak bir yayın üzerinde çalışma yapılıyor. ABD Başkan adaylarının televizyon performansında olduğu gibi, her iki adaya da aynı soruların sorulması, eşit süre verilmesi, adil bir yayın için üzerinde mutabakata varılan gazeteci/televizyoncuların belirlenmesi gibi ayrıntılar da düşünülüyor.
***
Tabii bu tür yayınların, seçmen açısından belirleyici yönlerini göz önünde bulundurmakta fayda var.
Zira... Adayların kıyafet seçiminden beden diline, konulara hakimiyetinden samimiyetine, ikna kabiliyetinden açıklamalarındaki tutarlılığa, rakibe karşı takındığı tutumundan polemik üslubuna kadar pek çok faktör oy verecek vatandaşların kantarında ayrı ayrı tartılıyor. Böylece, kamuoyuna takdim edilen aday profili ile gerçeklerin ne kadar örtüştüğü daha iyi anlaşılıyor. Maç, tek kale olmaktan çıkıyor ve kimin nasıl vitrin kurduğundan ziyade vaatlerine, projelerine, finanse edebilirliğine, İstanbul hayaline ve hedeflerine bakılıyor. Kısaca, "aday algısı" ile "aday olgusu" tüm yönleri ile ekranlardan vatandaşın vicdanına ulaşıyor.
İzlenme rekoru kırması beklenen "İstanbul'un Seçimi" yayınında adayların kaderini belirleyecek olan faktör, "açık ve somut olan" ile "arka plan ajandası" arasındaki farkın fark ettirilmesinden geçecek.
***
BAYRAM MESAJI
Her bayram şu dilekte bulunurum: "Bayram tadında günleriniz eksik olmasın. Allah tekrarını nasip etsin!"
Bu vesile ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ramazan Bayramı mesajında özellikle dikkati çeken bir noktayı vurgulamak istiyorum:
"Dünya, önümüzdeki bir asrını şekillendirecek büyük bir dönüşüm sürecine girmiştir. Ülkemizin en büyük şansı, bu kritik dönemi 1990'lı yıllardaki gibi zayıf değil, güçlü bir şekilde karşılıyor olmasıdır!"
Evet...
Fikriniz ne olursa olsun, yüreğiniz bu ülke için çarpıyorsa, kaotik hal alan küresel sistemde Türkiye'nin geleceğini lütfen sizler de düşünün. Umarım o an duygularınızın değil, mantığınızın ağır bastığını göreceksiniz.