Zor, oyunu bozar!
Lakin... Ekonomide sistematik olarak negatif hava yayan çevreler, ürettikleri karamsarlığı hemen herkese bulaştırabiliyorlar. Algı, olgunun önüne geçtiğinde ise onlara gün doğuyor (!) Neden? Çünkü piyasadaki aktörlerin davranışları rasyonellikten uzaklaşıyor. Böylece kendi kendini doğrulayan kehanet tablosu çıkıyor (!) Oysa halihazırda, yönetilebilir ölçekteki risklerin aşılmasının mümkün olduğunu gösteren olumlu faktörler söz konusu. Örneğin, Türkiye'nin döviz talebini doğrudan etkileyen cari açık neredeyse sıfırlanmak üzere, hatta cari fazlaya doğru bir gidiş söz konusu. Enflasyonda, gıda ve petrol kaynaklı riskler de azalmakta. Ve nihayet ekonominin durgunluk sarmalına girmeden ılımlı büyüme ivmesi yakalaması da uzak ihtimal değil...
Jeo-politik ve jeo-stratejik riskler ile siyasi sahada olup bitenler, ekonomiye yük bindiriyor. Bu noktalarda risk katsayısı azaldıkça, ekonomide öngörülebilirliğinin artacağına kuşku yok. Ha, derseniz ki "ABD, yaptırım tehdidinde" ciddi. Ben de derim ki "ABD, şu veya bu bahane ile gözüne kestirdiği her ülkeye yaptırım dili kullanıyor.
S-400 olmasa belki de yedekte beklettikleri Halkbank dosyası üzerinden de karşı operasyon çekebilirler!" Yani... Durum değerlendirmesi yaparken çok boyutlu düşünmek gerek. Günün sonunda, bedel ödemeyi göze alamazsanız, ömür boyu bedel ödersiniz. Mühim olan, bu tür bir karşılaşmanın hangi siyasi ve ekonomik ortamda daha az hasarla atlatılabileceğidir. Yoksa uzun vadede Türkiye'nin kazançlı çıkacağı zaten aşikar!
Ekonomi kanalı kullanılarak, ülkemize asırlık kayıplar yaşatacak küresel hamlelerin sıklığı! Türkiye'yi, değişik düzeydeki piyasa şokları ile dize getirmeye uğraşanlar, Para Fonu seçeneğini de kasıtlı olarak ısıtıyorlar. Suriye'nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz'de ve milli savunma sanayiİnde elde ettiğimiz kazanımların sekteye uğraması için çalışanlarla, ekonomik bağımsızlığımızı hedef alanların aynı merkezlerin farklı uzantıları olduğu akılda tutulmalı.
Tabii ki,
Ve son olarak...
İşi getirip kişilere endeksleyip, senaryoyu buradan kuranlara taviz verilirse tavizin tavizi doğuracağı unutulmamalı!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)