Türkiye, "ekonomik, stratejik vesiyasi" açıdan bir risk tünelindengeçmekte...
Yazımın başlığındaki "Sendrom;birbirleriyle ilişkisiz gibi görünenancak bir araya geldiklerinde tekbir olgu olarak kendilerini gösterenbulguların bütünü" olaraktanımlanıyor.
Kan kokusunu almasıyla da bilinen "köpekbalıklarının" saldırısı karşısında, elinizdeki herhangi bir şeyle acıya en duyarlı bölgeleri olan gözlerine veya solungaçlarına vurmaya çalışmanız gerekiyor. Köpekbalığına vurmak, ona savunmasız olmadığınızı göstermek anlamına geliyor. Görünen o ki...
Türkiye ekonomisine yönelik ataklar, birbirinden bağımsız gibi görünen odaklardan aynı amaca dönük olarak gelişiyor ve sistemde yara açarak köpekbalıklarını kan kokusuna davet ediyor.
İstanbul seçimi etrafında canlı tutulan tartışmalar, Türk-Amerikan ilişkilerinde kırılma yaratan sorunlar ve büyük sermaye çevrelerinden yansıyan son açıklamalar, ortak bir paydada ele alındığında, birbirinden bağlantısız gibi duran bu hususların, bir araya geldiklerinde somut hedefleri gözettikleri ortaya çıkıyor.
***
TÜSİAD kurumsal kimliği başta olmak üzere, o bünye içindeki grupların önümüzdeki günlerde daha görünür olma kararı aldıkları, siyasi polemiğe yol açacak beyan ve tutumlardan kaçınmayacakları anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, seçim sistemi, ekonomik sistem ve stratejik zorunluluklarla şekillenen güvenlik sistemi ile meselesi olan veya bu noktadaki siyasi tercihleri içselleştiremeyen çevrelerin hareketlenmesi artık sürpriz sayılmamalı!
***
Ülkenin görünen gündeminde yerel seçim faktörü ağır bassa da halkın ana gündeminin ekonomi olduğuna kuşku yok. Ekonominin dengelenmesi, istikrarı, sürdürülebilir büyümesi adına gösterilen gayretlere, samimi manada sahip çıkılmamasını her an hesaba katmak lazım. Alınan tedbirlerin kısa vadeli rahatlatıcı etkilerinden nasiplenen ama orta-uzun vadeye ilişkin yapısal kararlara omuz vermeyenlerin, farklı ya da alternatif ajanda peşinde koştuklarını da unutmayalım.
***
Gelinen aşamada...
Ekonomide, mecburiyetten de kaynaklanan doğrudan kontrol politikası içerikli önlemlerin, kalıcı birer enstrüman olamayacağını kabul etmek durumundayız.
Kurallı, öngörülebilir ekonomi politikaları esas olmak üzere şimdilik, sistemik saldırılara karşı savunma mekanizmalarının işletilmesini doğal karşılamalıyız.
Gerek ekonomik gerekse politik sahada kurgulanan oyunları bozmanın yolu, devletçi-güvenlikçi çizgiden ziyade, millete dayanan özgürlükçü çizgiden geçiyor. Günün sonunda, hukuk ve adalet çerçevesi tahkim edilmiş, paydaşları genişletilmiş, ezber bozan tedbirlerle güçlendirilmiş sistem, 82 milyon için kalıcı teminattır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.