Yüksek Seçim Kurulu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri için iptal ve yenileme kararı vermesi, siyaseti yeniden hareketlendirdi. YSK'nın kısa kararını, ayrıntıları ile gerekçelendirmesi hem 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul seçimi hem de gelecekteki seçimlerin sıhhati bakımından büyük önem arz ediyor. Yüksek Seçim Kurulu'ndan, seçimlerin güvenliği ve güvenilirliğine dair tereddüt yaratmak isteyen çevrelere mesaj niteliğinde kapsamlı değerlendirmesi isteniyor. Meselenin seçim yargısına ilişkin kısmı geride kaldıkça, 23 Haziran'ın anlam ve önemine dair tartışmaların da alevleneceği anlaşılıyor. Tam bu nedenle 44 gün sonraki büyük seçimin matematiğini iyi hesap edip, psikolojisini doğru okumak gerekiyor.
Zira, muhalefet blokunun,
"mağduriyet" tezi üzerinden hareket edeceği
net bir şekilde görülüyor.
Peki,
"Cumhur İttifakı'nın gerek kamuoyu nabzının yönetimi gerekse seçmenin kazanılması adına neler yapması bekleniyor?"
Seçimin matematiği bize şunu gösteriyor:
İstanbul'da 10.5 milyon seçmenin,
1.7 milyonu oy kullanmadı. Bu
seçmenin ağırlıklı bölümünün AK Parti
tabanında olduğu düşünülüyor. Demek
oluyor ki seçmenini daha fazla motive
eden ittifak bir adım öne geçecek.
İstanbul'daki 319 bin 540 geçersiz
oyun incelenebilen kısmında, neticenin
AK Parti lehine değiştiği biliniyor. Bu kez tek pusulalı daha sade bir seçim olacağı için geçersiz oy riskinin en aza indirilmesi özel çalışma gerektiriyor.
Kürt kökenli seçmenin oy verme davranışı da apayrı bir değer taşıyor. Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt kökenli vatandaşlar AK Parti ortak paydasında buluşabildiğine göre, bilhassa İstanbul 3. bölgedeki nüfusun ikna edilmesi de mümkün görünüyor.
Seçimin psikolojisinde ise birçok detay yer alıyor:
Seçmenin gönlüne, geleceğine ve
cebine (midesine) aynı anda hitap edilmesi
büyük önem taşıyor.
Makro işler ve projelerden ziyade,
seçmenin günlük hayatına, yakın çevresine,
yaşadığı mahale doğrudan tesir
eden olumsuzlukların tespiti ve çözümü
ön plana çıkıyor.
Büyük mitinglerden çok
"mahalle buluşmaları, sivil toplum diyalogları, iftar-sahur sofraları, kıraathane sohbetleri, hemşeri dernekleri ziyaretleri" neticeye doğrudan
etki edeceğe benziyor.
Ve bu arada...
Ankara'nın siyaseten tümüyle boşaltılmaması, Meclis'in ve devlet işlerinin devamlılığına özen gösterilmesi, ek göstergeden EYT'ye, kıdem tazminatından piyasa beklentilerine kadar bir dizi konuya dair irade sergilenmesi de hassasiyet arz ediyor.