Şimdi şöyle sakince düşünelim. Ve şu iki kritik sorunun cevabını arayalım: 1- 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından FETÖ'cüler kamudan ayıklanırken, eş zamanlı olarak bürokrasi ve devlet arzu edilen ölçüde yeniden yapılandırılabildi mi? 2- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, etkin ve verimli işleyen devlet arayışında ne kadar tarihi fırsata dönüştürülebildi?
Haydi gelin bir soru daha soralım: "Devlet organlarıve kurumsalyetki kullananlar umduğumuzkadar amaç birliği ve eşgüdümiçinde mi?"
***
Kuşkusuz, darbeciler ve onlarla birlikte hareket edenlerin yanısıra organizatörler ve sempatizanlar hakkında radikal kararlar alındı. Paralel devlet yapılanmasının taşıyıcı kolonları kesildi. Mücadele, farklı hız ve tonda bugünlere kadar geldi. Bu arada, mağduriyetlerin giderilmesi için yetkili bir komisyon da kuruldu. At izi it izinden ayrıldı, kurunun yanında yanan yaşlara hakkı teslim edildi.
Peki devlet şemasındaki değişiklik sırasında, zihniyet değişimi ne oranda gerçekleşti, kadro değişiminin ilk neticeleri ne oldu?
Kanımca, CumhurbaşkanlığıDevlet Denetleme Kurulu'nun önümüzdekiaylarda yapacağı en önemliçalışma bu yönde olmalı. Yani... Devlet hastalıklı hücrelerden kurtulurken, yerine gelişen bünyenin ne kadar sağlıklı olduğunu bu millet bilmeli!
***
Genel gözlemler, FETÖ'den boşalan kadroların doldurulması için perde gerisinde farklı ekollerden emareler taşıyan tasarım mühendisliği döndüğüne ilişkin kaygılar yaratıyor. Bilhassa Türk Silahlı Kuvvetleri, istihbarat ve güvenlik bürokrasisi ile adli, mali, idari yapıda görev alan ekiplere ve çalışma tarzına ayrıca odaklanmak gerekiyor. Kaldı ki tek bir örnek bile bazı hususları tekrar tekrar düşünmeyi zorluyor. Örneğin Cumhurbaşkanı ısrarla "beka sorunundan" söz ederken ve Suriye'nin kuzeyindeki yapılanmaya dikkat çekerken nasıl oluyor da daha önce El Bab veya Afrin'dekine benzer aksiyon alınamıyor? Elbette bunun askeri, stratejik, hatta ekonomik boyutları vardır ve belki de bu zor denklemin içinden çıkmak kolay değildir.
Eğer böyle ise ne ala? Peki ya değilse? Görünüşte objektif gerekçeler üreten bürokrasi, ana doğrultudan farklı hareket tarzı benimsemişse? Demem o ki...
Bu devlet hepimizin. Milli devletin inşası, ebed müddet ülküsü, Türkiye sevdalısı her aydının, her daim uyanık olmasına bağlıdır!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.