Teröristle şehit yakınını aynı kefeye koyamazsın
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, önceki gün Ankara Çubuk'ta şehit Yener Kırıkçı'nın cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik protesto ve saldırılarla ilgili SABAH'a açıklamalarda bulundu. "Şiddetin hiçbir türü tasvip edilemez" diyen Altun özetle şunları söyledi:
Millet ikiyüzlülüğü teşhis etti
Cenaze merasiminde yaşanan olay elbette üzücü. Şiddete herkesin mesafe koyması gerekiyor. Ancak kızgınlık yüklü tepkiler şehit yakınlarından geldiğinde ayağa kalkanlar terör örgütünün vahşi cinayetleri ve katliamları karşısında sessizliklerini koruyorlar. Milletimizin bu ikiyüzlülüğü teşhis ettiği kanaatindeyiz.
Şapkasını önüne koyup düşünmeli
Atatürk'ün partisinin genel başkanı Ankara'da bir şehit cenazesinde vatandaşın tepkisiyle karşı karşıya kalıyorsa öncelikle şapkasını önüne alıp muhasebe yapması gerekir. Bu tepkiyi alan bir siyasetçinin, kendi sorumluluğunu düşünmek dururken halka "marjinal bir grup" muamelesi yapması gerçekten hayrete şayan bir durumdur. "Ben neden milletimin gönlünden bu kadar uzak düştüm" diye sormak yerine, halka parmak sallaması üzücüdür. Hiçbirimiz bir siyasetçinin böyle bir duruma düştüğünü görmek istemezdik.
Vatandaşa terörist muamelesi
Protesto hakkı anayasal koruma altındadır. Olay sırasında bu anayasal sınırları aşarak fiilen şiddete başvuranlarla ilgili adli süreç zaten başlatılmıştır. Ancak CHP Genel Başkanı'nı seçim döneminde kullandığı dil ve kurduğu ittifaklar sebebiyle protesto eden vatandaşlarımıza terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz.
***
"EGEMENLİK, KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR!"
Şiddet, nereden ve kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin ve hangi gerekçeye dayandırılırsa dayandırılsın kabul edilemez. Nokta!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı şehit cenazesinde şiddete maruz kalması güçlü kınamayı gerektirir. Nokta!
Fırsattan istifade "kızgın demiri dövmeye çalışanlara" da prim verilmez. Nokta!
Çubuk'ta pazar günü yaşanan hadisenin, "güvenlik- adli", "siyasi" ve "toplumsal" boyutları analiz edildiğinde...
1- Cumhuriyet Başsavcılığı derhal harekete geçmiş ve re'sen soruşturma başlatmıştır. Emniyet birimleri de olayın faillerini gözaltına alarak adli makamlara teslim etmiştir. Devlet refleksi hızlı işlemiştir. Geriye, detaylı soruşturma safhasının takibi ile "keşke en başta riskler bertaraf edilseydi"görüşü kalmıştır.
2- Siyaseten bakıldığında, şiddet eylemine karşı anında ve net tavır sergilenmiştir. Hatta şehidin ailesinin acısını aşan tek yanlı siyasi tepkisellik bile dışa vurmuştur.
3- Toplumun hassasiyetleri ve hissi dengelerin yönetimi bakımından meseleye yaklaştığımızda, kızgın demiri soğutmak isteyenlerle, o demiri döverek yeni şekiller vermek isteyenler arasındaki ayrım sağduyulu kesimlerin dikkatinden kaçmamıştır.
31 Mart seçimleri sırasında ve sonrasında yaşananlar ile Çubuk'ta şehit cenazesi sırasında çıkan olaylar hepimizi "ibretle düşünmeye" teşvik etmelidir.
Korkarım ki siyasetin sınırlarını da zorlamaya başlayan "devlet dinamikleri" ile karşı karşıya kalabiliriz! "Yeknesak davranan devlet" çizgisinden uzaklaşma emareleri de endişe kaynağına dönüşebilir.
Devleti, siyasetin üstünde yorumlayan veya devlete milletin gücünün üstünde anlam atfedenler her kimler ise kamuoyu önündeki temsilcileri aracılığıyla bir bilek güreşi yaptıkları izlenimi doğurmaktadır. Bu tespit ve teşhislerin bir vehimden ibaret olmasını, yanılmayı dilerim. Ve bundan memnuniyet de duyarım.
Lakin...
31 Mart 2019 Vakası'nı, yeni devletin inşası, siyasetin dizaynı, toplumun manipüle edilmesi, ekonomik kırılganlıkların tetiklenmesi vesilesi görenlere, bu yönde inisiyatif alanlara kayıtsız kalamayız. Yapmamız gereken, yüce yüce ideal ve kavramları ön planda tutarken, arka planda farklı ajanda peşinde koşanların, varsa işbirliklerinin ortaya çıkarılmasından ibarettir.
Evet...
İktidar eleştirisi her zaman olabilir, yönetici kadrolardan sandığın güncel derslerini alması istenebilir. Buraya kadar amenna!
Gel gör ki... Seçimlerin mana ve ehemmiyetini aşan hesaplaşmaların, bu milletin önceliklerini gölgeleyecek hale getirilmesi, aktörleri ve eşkalleri kimler olursa olsun mazur ve makul görülemez. Nokta!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)