“Seçim ayarlı” kur bombası!
Seçimin son haftasında, kurlardaki spekülatif artışı "piyasa oyuncularının alışılmış davranış biçimi veya stresi olarak mı göreceğiz?" yoksa "piyasa kılıfı altında sandık ayarlı, siyasi hesaplı karma bir sinsi hareket olarak mı değerlendireceğiz?" Ağustos 2018'den bu yana Türkiye, iç ve dış şoklar karşısında sarsılmadan hedeflerine ulaşabilmek için yeni bir ekonomi programı uyguluyor.
Sekteye uğratma girişimlerine karşın ekonomide dengelenme süreci ivmeleniyor. Yani...
Enflasyonun düşüş eğiliminde olduğu, cari açığın azaldığı, bütçe dengesinden taviz verilmediği genel kabul görüyor.
Cari açığın neredeyse cari fazlaya dönüşeceği, bir başka anlatımla Türkiye'nin dış ödemeler dengesinde döviz fazlası oluşacağı öngörülebiliyorken, ihracat temposu korunuyor, ithalatın lüks ve ikame mallar kalemi geriliyor, turizm harika bir sezona hazırlanıyorken, "Kurdaki oynaklık da neyin nesi?" diye sormak hepimizin hakkı. Seçimin ardından ekonominin dinamik bir kulvara gireceği, 4.5 yıllık seçimsiz bir dönem başlayacağı, yeni bir yapısal reform takvimi ilan edilip yıl sonuna kadar neticelendirilme iradesi biliniyorken doları, euroyu sıçratanların ve bunların peşine takılanların sadece piyasa şartları içinde davrandıklarını mı varsayacağız?
Belli ki sandığa gitmeme davranışı oluşturmak, kararsızları negatif çizgiye çekmek, iç siyasi tartışmaları alevlendirmek isteyen "birileri" yine iş başında.
Yakın zamana kadar "piyasa aktörleri" denilen yerli ve yabancı para otoriteleri, analistleri, onların içerideki işbirlikçileri, karamsar raporları üzerinden Türkiye ekonomisi ile oynayabildiler. Bugünü dünden farklı kılan husus, devletin tüm kurum ve kuralları ile teyakkuzda olmasıdır.
Diğer bir ifade ile piyasalarda kimse dokunulmaz olmadığını bilmelidir. Açık, şeffaf olan ile kapalı ve karanlık olan arasındaki hassas ayrımı yapmak düzenleyici ve denetleyici kurumların görevidir. Bu görev yerli yabancı, büyük küçük farkı gözetilmeksizin yerine getirilmelidir.
Ve son not...
Serbest piyasa ekonomisi başıboşluk da değildir, müdahale de...
Ve bir de uyarı...
Sandığa gitmekle gitmemek arasında "ülkenin bekası ölçeğinde" fark vardır!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)