Bürokratik devlete ince ayar

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin en kritik özelliği, bürokratik cumhuriyete neşter vurması oldu. Lakin... 9 aylık tecrübe, sisteme "ince ayar gerekliliğini" teyit etti. Ki Cumhurbaşkanı da bunun farkında!
Ben, meselenin ekonomik boyutunda bir iki hususa dikkat çekmek istiyorum... Hafta sonu, Ankara Sanayi Odası Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'ndaki muhtelif oturumları izledim. Ekonominin genel durumunu, dengelenme sürecinin yansımalarını, istihdam piyasası gelişmelerini, teşvik tedbirlerini ve neticelerini not ettim. Vardığım sonuç şu:
Hükümet, özel sektörün büyümesi, küresel rekabete ayak uydurması, istihdam yaratması için müthiş özveri gösteriyor. AR-GE teşvikleri, yatırım teşvikleri, ürün geliştirme teşvikleri, genel teşvikler, ihracat teşvikleri, KOBİ teşvikleri, pazar araştırması desteği, fuarlara katılım ödemeleri vs vs. Yani... Yok, yok. Ama teknokratların bile söylediği gibi... "Çok teşvik veriyoruz, yine de memnun edemiyoruz!"
İşte bam teli de burada. Neden? Çünkü sistem daha fazla şeffaf olmalı ve hızlı işlemeli. Özel sektör de fırsatçılığa yönelmeden, devletin sunduğu imkanları amacına uygun kullanma olgunluğu göstermeli.

****

YARININ EKONOMİK AJANDASI

Sandık yarışına dair her şey netleşmiş gibi şimdi de seçim sonrasına ilişkin ekonomik spekülasyonlar piyasaya sürüldü.
Oysa...
Seçimlerin sonucu ne olursa olsun hükümet için "ekonomi" önceliği devam edeceği gibi bir dizi "yapısal reform" da devreye girecek. Birileri günü kurtarmakla ve dedikodu ile meşgul oladursun, ülkenin kaderinden sorumlu olanlar geleceğe dair ciddi çalışmalar içinde...
Kuşkusuz, meydanların sıcaklığı nedeni ile seçmenin anlık sıkıntılarının yönetimi ve yarınlara güvenle bakmasını sağlayacak mesajlar ağır basmakta. Böylesi bir ortamda köklü değişimleri içeren hazırlıkların anlatılmasını beklemek zaten gerçekçi olmaz. Nitekim oldukça ses getirecek tedbirler yılın ikinci yarısına takvimlendiriliyor.
Vergi sisteminde anlamlı değişiklikleri,
Bankacılık sektörüne ve kredilere yönelik kararlı adımları,
Merkez Bankası'nın politika araçlarını kullanmadaki bağımsızlığını pekiştirecek duruşu,
Yargıya güveni pekiştirecek kararları,
Dezenflasyon sürecini destekleyecek hamleleri,
Piyasa ekonomisinde rekabet aksaklığı bulunan alanlara dönük reçeteleri,
İstihdam piyasasını hareketlendirecek yenilikçi yaklaşımları 2019 yılı içinde yaşayıp göreceğiz.