Seçim sonrasına endeksli senaryolarda -kendileri suskunluğunu korusa da- üç isim sürekli gündemde tutuluyor. Vantrolog misali konuşan kimi siyasi aktörler, "Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan" üzerine fikirlerini paylaşıyorlar. Hal böyle olunca, isim bazında bazı tespitleri aktarmakta fayda olduğu kanaatindeyim...
Sn Davutoğlu'nun, yerel seçimlerin sonucu ne olursa olsun parti kurmayı kafasına koyduğuna dair güçlü sinyaller alınıyor. Onun adına saha çalışması yapanlar da var. Eğer böyle bir parti faaliyete geçecekse, orta vadeyi gözetiyor demektir, zira kısa vadede sadece konuşma konusu olur. Hırsın aklın önünde gitmesi durumu ile tahayyüllerin ısrarla gerçek hayata uyarlanması çabası da tartışılıp durulur. Ve tabii siyasal finansman noktası zihinleri kemirir.
Sn Gül, artık liderlik iddiasını kaybettiğinin farkındadır. Ağustos 2014'teki AK Parti olağanüstü kongresinin takvimi, Davutoğlu'nun Başbakanlığa dört elle sarılması, o tarihteki siyasi hesap ve dengeleri değiştirmişti. Gül, bunları unutmuş olamaz. Olsa olsa bir fırsatını bulup yeniden AK Parti'de konuşlanmayı deneyebilir, o kadar.
Sn Babacan, derinliğini bilmediği suya girmez.
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a karşı pozisyon almanın bugünkü şartlarda netice vermeyeceğini bilir. Ama son ana kadar iç ve dış kamuoyunda adını canlı tutmayı ister. Uygun zamanı kollar.
Hep dediğimiz gibi...
Erdoğan, siyasette son sözünü söylemedikçe, millet de Erdoğan hakkında son kararını vermedikçe, yürütülen iş ve işlemler siyasal mühendislik sınırlarını aşamaz!
***
BU GENÇLERDE UMUT VAR!
Glokalizasyon diyorlar.
Globalleşme ile yerelleşmenin bileşkesini çıkarıyorlar. Gözlerinden zeka fışkırıyor. Takım olmanın önemini keşfetmiş görünüyorlar.
Hocalarına, rol modellerine saygıda kusur etmiyorlar. Türk Yıldızlarının, Talim Terbiye Kurulu Başkanı'nın ilham veren yaklaşımlarını şükranla anıyorlar.
Robottan, otonom sistemlerden, uzaydan, uluslararası yarışmalarda derece almaktan bahsediyorlar.
Sadece teknik kavramlarla yetinmiyorlar.
Milli değerlere, ahlaki ortak paydalara, inanç dünyamızın kutsallarına da hakimler. Kültür ve sanatta da gelişime açıklar.
Hafta başında Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Koleji öğrencileri ile çok değerli vakit geçirdim. Bu gençleri keşfeden, tam burslu okutan Enver Yücel bence teşekkürü hak ediyor.