“Terör estirenler” kimler?
Birinci konu, yüksek gıda fiyatları karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın benzetmesi ile ilgili. Cumhurbaşkanı, "Oyunu hep beraber bozacağız, bu terörü estirenlere müsaade etmeyeceğiz" dedi ve "gıda fiyatlarında terör estirme" yakıştırması üzerinden bir bardak suda fırtına koparıldı. Bu çevrelere hatırlatmak isteriz ki... Domates, biber, patlıcan diye küçümsemeye çalıştıkları tarım fiyatlarındaki spekülatif atakların sadece gariban vatandaşın mutfağına değil, bu ülke ekonomisinin geneline maliyeti ağır oldu. İşlenmemiş gıdadaki fiyat hareketleri karşısında, ekonomiyi yönetenlere "yapısal önlemler" yerine sadece Merkez Bankası kanalı ile "faize yönelme" baskıları yapıldı. Yani... Tarım fiyatları enflasyonu azdırdıkça, Merkez'in faizleri artırması ve bu yolla enflasyonun dizginlenmesi istendi. Ve maalesef bir dönem bu formül işletildi de. İşte bu yüzden ekonominin canlı hücreleri olan KOBİ'lerin bağışıklık sistemi ile Türkiye'nin üretken gücü "yüksek faizle!" kemoterapiye tabi tutuldu. Kuşkusuz, "terör estirme" ifadesi anlayan için bir hayli ağır. Lakin muhatabın, ülkenin çimentosu konumundaki esnaflar olmadığı da çok açık. Bilhassa dar ve sabit gelirlilerin tenceresinde enflasyon kaynatıp, sonrasında faiz pususuna yatanlardır mücadele edilmesi gerekenler. Kaldı ki tanzim satış, olağan dışı şartlara karşı geliştirilen bir önlemdir. Nitekim tarımda üreticinin kazandığı tüketicinin memnun olduğu sistem dönüşümü için ciddi adımlar da atılmaktadır.
İkinci konu ise tanzim satış modelini eleştiriyor görüntüsü altında, "kuyruk edebiyatından" medet uman müzmin muhaliflerdir. Peşinen söyleyeyim, kuyruğun olduğu yerde prensip olarak sistemik sorun vardır. Ancak birkaç güne sığan düzenleyici devlet hamlesinin ilk günlerindeki sorunları büyütenlerin, hele hele her vatandaşı kucaklayacağını öne süren CHP'li belediyelerin uygun fiyatlı sebze meyve satışı çabasına neden omuz vermedikleri izaha muhtaçtır. Bahsettiğimiz hususun, sosyal belediyecilik söylemi adına numunelik icraatlar yapılmasıyla ilgisi de yoktur. Samimiyet, ciddiyet ve ilkesellik erozyona uğradı mı, laf üreten muhalefetin talip olduğu yönetimde şansı çok azdır!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)