Ne oluyor? Türkiye de Türkiye ekonomisi de yerli yerinde duruyor.
Ama son gelişmelerin tesadüf eseri olduğunu düşünemeyiz. Evet, ekonomide yaşananların rasyonel nedenleri de var.
Ancak bu sıra algı, olguların önünde gidiyor.
Yani... Stres, dalgalanma, belirsizlik, söylenti, homurdanma, risk primi derken bulaşıcı nitelikte karamsarlık yayılmak isteniyor.
Seçim ortamı ise "
Ankara'nın öncelikleri farklı" iddiası ile birleştiriliyor. Meydanı boş bulduğunu sananlar, istedikleri gibi at koşturacaklarını umuyor.
Oysa durum bu değil.
Nitekim Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın, Külliye'de Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nu toplaması bile puslu hava avcılarının bir sonraki atağa kadar sütre gerisine çekilmesine yetti. Cumhurbaşkanlığı'ndan akşam saatlerinde paylaşılan duyuru da her türlü soru işaretini kaldıracak kalibredeydi.
***
İçinden geçtiğimiz sürecin önemli kilometre taşlarını kısaca hatırlamakta fayda var:
Türk Hazinesi'nin sözleşmesini yenilemediği Standart and Poor's isimli kredi derecelendirme kuruluşu, üstüne vazife olmadığı halde "
not indirimi" yaptı.
Üstelik ağustosa endeksli rutin açıklamasını, öne çekerek seçim takvimine denk getirdi!
Daha Cumhurbaşkanı ve milletvekili adayları netleşmemişken, "
Külliye'de Erdoğanlı, Meclis'te Erdoğansız" formüller üretilerek, fitne ateşi yakıldı.
Erdoğan ile AK Parti'ye oy verme davranışı arasında makas açmaya ve Meclis çoğunluğunu zedelemeye dönük tezler pazarlandı.
Derken sosyal medya üzerinden, ağırlık merkezinin ABD olduğu tespit edilen "
Tamam" kampanyası başlatıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün makamlara milletin oyu ile geldiğini, her türlü darbe tezgâhına yine milletin gücü ile karşı durduğunu söyledi. Ve sadece "
millet tamam derse kenara çekileceğini" ama 24 Haziran'da yine milletle birlikte yıkım ekiplerine hak ettiği dersin verileceğini vurguladı. Bu kadar açık ve samimi ifadeler için sosyal medya aracılığıyla "
Tamam" etiketli operasyonel faaliyete girişildi. Tabii ki ters tepti.
Gelinen aşamada da ABD Başkanı Trump'ın, nükleer anlaşmadan çekildiğini, İran'a yönelik yaptırımların tekrar devreye gireceğini ilan etmesi kur üzerinde suni baskı bahanesine dönüştürüldü.
Böyle anlarda... Soğukkanlılığı korumak esastır. Faiz silahının çekilmesinde dikkatli olmak gerekir. Barutun tüketilmesi çözüm yerine sorun çıkartabilir. "
Türkiye liderliği ve Türkiye ekonomisi saldırı altındadır." Saldırılar, sürpriz karşı hamlelerle veya piyasaların ezberi bozularak püskürtülebilir.
İşte bu nedenle... İlk olarak...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "
Seçim Manifestosu" ile tesis ettiği güveni,
"
Seçim Beyannamesi" ile pekiştirmesi
elzemdir. Neyin nasıl yapılacağının ipuçlarının
paylaşılması bile önemlidir. Buna,
ne tarz bir ekonomi yönetimi ve bakanlık
dağılımı planladığının izahı da dahildir.
Ekonomik Kurul sonrası verilen güvenceler, geleceği belirleyecek değerdedir.
İkinci olarak... Seçmen, Cumhurbaşkanı'na duyduğu sempati ve verdiği desteğin, bazı AK Parti milletvekilleriyle örtüştüğü kanaatinden sanki uzaklaşmaktadır.
Sn. Cumhurbaşkanı'nın, "
En ideal liste ile seçmenin karşısına çıkacağız" taahhüdü hakikaten mühimdir.
Erdoğan'ı sahada kimlerin temsil ettiği ve yansıttığı belirleyici faktör olarak karşımıza çıkacaktır.
Netice... Türkiye bugünleri de aşar.
Düne takılan, günün mönüsüne kapılan kaybeder. Sistem değişimini doğru okuyan ve değişimi yöneten kazanır!