Ekonomi: Canlandırma mı? Soğutma mı?
Önce şu tespiti paylaşayım... Ekonominin büyümesi ile sandığın büyümesi arasında doğru orantı olduğu Türkiye tecrübesinde bir gerçek.
Ayrıca... Çarkları durdurulmuş bir ekonomiyi yeniden harekete geçirmenin maliyeti ile ılımlı büyümeyi yönetmenin maliyeti arasında çok büyük fark var. Ani fren yaptırılan ekonomi, birkaç yıldan önce toparlanamazken, yüzde 4-5 aralığında büyüyen ekonomiye yön vermek ve gerektiğinde dengeleyici tedbirler uygulamak daha kolay.
Halihazırda ne "ekonomiyi canlandıralım" sözü ne de "ekonomiyi soğutalım" ısrarı doğru! Ekonomi ölü mü ki canlandırılacak? 2017'deki yüzde 7.4 büyümeden 2018'de yüzde 4-5 büyümeye doğru makul geçiş yapan ekonomi mi yavaşlatılacak?
Her ikisi de hayatın ve reel politiğin güncel şartlarına uymuyor!
1- Büyüme eğilimi sürdürülecek. Bu amaçla, katma değerli ürün üretimini ve istihdam artışını destekleyen krediler için faiz indirimi öncelikle gündeme alınacak.
2- Enflasyonu tek haneye indirecek ince ayarlar sıklaşacak.
3- Cari açık yönetilebilir seviyede tutulacak.
Ve nihayet... Ekonomide moral takviye edilecek ve bulaşıcı karamsarlığa geçit verilmeyecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEM-İmralı... Devlet aklı... İhtiyat! (28.11.2024)
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)