"Sefer bizim, zaferAllah'ındır" diyerek, vataniçin cepheye koştular. Sivilgörünümlü teröristler tarafından şehitedildiler. Allah, gani gani rahmet etsin. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun.
Evet, sivil hassasiyeti Türk Silahlı Kuvvetleri'ne verilen emrin parçası. Ama bir Mehmetçiğin canı ve dökülen tek damla kanı bizim için paha biçilmez.
Neticede Afrin'de bilinen iki devlet arasında konvansiyonel savaş yapılmıyor. Terör örgütleri ve onları kullanan üst akılla aynı anda mücadele ediliyor. Demek ki şartların dayattığı kurallara göre de sahada olmak mümkün. Sivil kıyafetle kamufle olanlara aynı yöntemle neden mukabele edilmesin? Bilinen gerçek şu ki terör örgütü, yer yer "oyalamamuharebesi" de yapıyor. Böylecehem bölgeye silahlı güç kaydırıyor hem deMenbiç'teki ABD askeri varlığına takviye içinzaman kazandırıyor. Bu durumda, teröristlerinetkisiz hale getirilmesi sürecinin uzamaması,hakiki sivillere Afrin'den "geçici olarak"çıkış koridorları açılması, yerel halkın bilgilendirilmesibüyük önem kazanıyor.
Hafta sonu gerçekleşen HDP Kongresi'ndeki Afrin söylemine de dikkat etmek gerekiyor. Ne imiş? Halk (!) kendi toprağını savunuyormuş. Afrin'de yerleşik, Türkiye ile güçlü bağları bulunan Kürt kökenliler değil ki o halk dedikleri. Terör örgütü PKK'nın ta kendisi. PKK-YPG ne zamandan beri Afrin yerel halkı oldu ki? Hiçbir zaman!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.