Giresun... 16.5 yaşındaki Gazi... Sandığın kaderi...
Canikli, terörle mücadelede kararlılık mesajı veriyor. Sahadaki gözlemlerini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun manipülatif sözlerini, ByLock listelerini, FETÖ ayıklama süreçlerini ve tabii ki ekonomiyi konuşuyoruz.
Değerlendirmelerini, haber sayfalarımızda bulacağınız için sandığa 10 gün kala, Anadolu'da nabzın nasıl attığını aktarmak istiyorum.
"İlk günlerde vatandaştan çok soru geliyordu. Bu sorular, birkaç konuda yoğunlaşıyordu. Tek adam meselesi, Cumhurbaşkanımız gittiğinde ne olacak?
Daha ikinci planda muhtarlar, lokantalar kapatılacak vs gibi laflar... Kılıçdaroğlu, insanlarımızın hassas olduğu konularda kafa karışıklığına yol açıyordu. Fitne dediğimiz hadise de bu. Ancak son çıkışlarıyla inandırıcılığını iyice kaybetti. Vatandaşımıza her konuyu ayrıntılı anlatıyoruz. İkna oluyorlar ve rahatlıyorlar."
Nurettin bey bu noktada iş âlemi ile yaptığı toplantılardan örnekler verdi:
"En çok anlattığımız husus, bugünkü sistemin ne parlamenter, ne cumhurbaşkanlığı ne de başkanlık sistemi olduğu. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yetki karmaşası yaşandığı. Devlette bir işlemin tamamlanabilmesi için iki onayın gerektiği. Bu sırada Almanya'yı, İngiltere'yi, Fransa'daki durumu açıklıyoruz. Almanya'da Merkel tek sorumlu ve Cumhurbaşkanı'nın yürütmeye ilişkin yetkileri yok. Aynı şekilde İngiltere'de yetki Başbakan'da, Kraliçe sembolik. Fransa'da ise tek yetkili Cumhurbaşkanı. Bir onayla işlem tamamlanıyor. Bu ayrıntıyı anlatınca insanlar inanıyorlar."
Ardından "Burada bir gazimiz var. 16.5 yaşında, Giresunlu. 15 Temmuz gecesi çağrı üzerine bir muhakeme yapıyor, tankın önüne çıkıyor. O çağrıya cevap veren, hayatını tehlikeye atanların büyük çoğunluğu genç. Bizim yönetimde de sahip olmamız gereken şey cesaret. Gençlerin bir katalizör olarak karar mekanizmalarına dahil edilmeleri gerekiyor" dedi.
Canikli, "Bu sistem baba ile oğulu kavga ettiriyor" tespitini paylaştığında, 2007 sonrasında AK Parti döneminde sağlanan istikrara ilişkin yorumları hatırlatıyorum.
Bunun üzerine, "Orada özel bir durum var.
Güçlü liderlik ve dava arkadaşlığı söz konusu.
Bu dönem bir istisna. Ondan öncesine bakın, hep sıkıntı çıkmış" diyor.
"Hayırcıların sesi sosyal medyada, basında biraz fazla çıkıyor, yoksa vatandaş açısından öyle bir durum söz konusu değil" kanaatini yansıtıyor. "Gizli Hayırcılar" iddiasına karşı çıkıyor:
"Seçmenimizin Hayır'ı düşünürken bizi kandırmak amacıyla Evet gibi yaklaşıma girmesinin bir nedeni, mantıklı bir izahı olamaz. Neden? Çünkü AK Parti'ye teveccüh tarihin en üst noktasında ve yüzde 53'leri zorluyor." Ve sohbetin sonunu şöyle bağlıyor:
"Hayırcılar büyük oranda Evet'e döndü. Kararsızlar dağıtılmadan önceki Evet oranı yani ham oran yüzde 50'nin üzerine çıkmış görünüyor. Bu önemli."
Netice olarak...
Anayasa oylaması öncesinde bilgi kirliliği temizleniyor... Memleketin bekası ve milletin vefası kader çizgisini çiziyor!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEM-İmralı... Devlet aklı... İhtiyat! (28.11.2024)
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)