Zincirleme üç operasyon!
1- 15 Temmuz darbe girişiminin karakteristiğini değiştirme, FETÖ ile bağlantısını zayıflatma, hatta 15 Temmuz'un içini boşaltmaya dönük dış girişimler.
2- Kerkük'te bayrak krizi, Sincar'da terör örgütü PKK'nın konuşlanması ve Suriye'de YPG'yi meşrulaştırma planları çerçevesinde, Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekâtı ile kazandığı stratejik ve ahlaki üstünlüğü açığa düşürme oyunları.
3- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şahsında, Türkiye'nin taşıyıcı sütunlarını sarsmaya dönük hamleler, algı operasyonları, itibar suikastları.
Birinci soru şu idi... (Soruluş biçimi ile) Gülen Hareketi'nin bu işin (darbenin) arkasında olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.
Ama çok fazla kanıt göremiyoruz.
Türk tarafından cevap, üst düzeyde ve birkaç yönlü geldi... "Darbe girişimi ile ilgili kanıt istenmesinden rahatsız olmuyoruz.
Öncelikle, darbeciler savcılıktaki ifadelerinde FETÖ adına yaptıklarını itiraf ediyorlar.
Genelkurmay Başkanı'nın yaveri bu bağlantıyı açıkça söylüyor. HSYK üyeleri, 'FETÖ'den talimat alarak karar verdik' diyor. Bunları isteyen herkese ulaştırabiliriz.
Yeni deliller, FETÖ'nün pek çok unsurunun devlette olduğunu gösteriyor. Henüz, 'Bu örgüt tamamen bitirilmiştir' noktasında değiliz." İşin ilginç yanı, İngiliz tarafından siyasi perspektifte ortaya konan fikirlerdi...
"Türkiye'de, devlet içinde devlet kurma çalışması olduğunu görüyoruz...
Kimse aptal değil. Bunun (darbenin) birkaç albayın girişimi olmadığı ortada. Ama deliller güçlü şekilde ortaya konulsun ki insanlar ikna olsun veya FETÖ konusunda yanıldığını fark etsin!"
Türkiye adına yansıtılan görüş çok açıktı... "YPG, PKK'dan ayrıştırılamaz.
Liderliği ve kadroları aynı. Salih Müslim bizzat Kandil tarafından PKK'yı Türkiye'de organize etmek üzere görevlendirildi. YPG, DEAŞ'a karşı savaşmıyor. Bu görüntü altında, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve nüfus dengesini tehdit ederek, alan kazanmaya çalışıyor. İdeolojik olarak destek bulmadığı Kürtleri de dışlıyor. Etnik temizlik yapıyor. Bir terör örgütünü (DEAŞ) bir başka terör örgütü ile (YPG) yok etme ısrarı, bu bölgenin radikalizmin verimli toprakları olarak kalmasına yol açacaktır!"
Bu noktada verilen cevaplar, muhataplarında karşılık bulan türdendi...
"Diktatörler, halkından korkar ve tankların arkasına saklanır. Bizim Cumhurbaşkanımız ise darbe gecesi halkı ile tankların üstüne yürümüştür. AB, bir Avrupa demokrasisi (Türkiye) zorda kaldığında dayanışma sergileseydi, bölge gençlerine ve dünyaya güçlü mesajı olacaktı. Lakin olmadı!
Ankara'nın, Batı bloku ile ilişkilerine gelince... Türkiye, AB'nin kendi içindeki krizlere çarpıyor. Türkiye'nin yönü ile ilgili bir belirsizlikten ziyade, problem Avrupa'nın geleceğiyle ilgilidir!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEM-İmralı... Devlet aklı... İhtiyat! (28.11.2024)
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)