Cumhurbaşkanlığı... CHP... Anlayış farklı, felsefe farklı!
29.12.2016, Perşembe
Önceki akşam CHP lideri KemalKılıçdaroğlu'nun, gelenekselleşenyıllık değerlendirme toplantısında idik.
Sohbetin ağırlık merkezinde tahmin edileceği gibi "Anayasa paketi" vardı.
Sayın Kılıçdaroğlu, kamuoyuna mal olan klasik itirazlarını, yer yer sert tonda yineledi.
Fakat soru-cevap bölümünde, ciddi frekans farklılıkları ortaya çıktı. Kemal Bey, anayasa değişikliğinin referanduma sunulması halinde, demokrasiden vazgeçileceğini, Türkiye'nin karanlık bir tablonun içine çekileceğini iddia etti. İşte tam da bu noktada, "millete güvenboyutunda" ve isminde halk olan anamuhalefet partisinin "halkayaslanması gerekliliğine" ilişkin çelişkiler yumağından çıkamadığı görüldü.
***
Sorulardan biri, "Anayasa paketi330 ve üzerinde bir oyla kabul edilirse,nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?" idi.
CHP lideri, "Bu, sadece benim ya da CHP'nin meselesi değil. Demokratların, samimi Müslümanların, aydınların ortak hareket etmesi lazım. Demokrasi giderken gerekirse bedeller ödenecektir. Bu, demokrasiden yana olanlarla karşı olanların mücadelesidir" dedi.
Devamındaki soru, "Bedel derken?" oldu. Kemal Bey, "Böyle bir oylama olmamalı.
Demokrasiden vazgeçiyoruz. 330'un çıkmayacağını umuyoruz" diye savuşturdu.
***
Ve bam teli... Soru: "Türkiyekaranlığa sürükleniyor dediniz... Referandumdan evet oyu çıkarsa insanlarısuçlayabilir misiniz?"Cevap: "Dünyanın her ülkesinde halklaruzun vadeli düşünmez. Halklar plan yapmaz.
Planları bürokrasi yapar." Bu beyan ile halkın kararından endişe duyan CHP tablosu tekrar etti. Millet "evet" derse "demokrasiye karşı!" ancak "hayır" oyu verirse "demokrat!" gibi bir garabet sonuç doğdu.
Kemal Bey, 2007'deki 367 krizine ilişkin soruyu ise teğet geçti. "CHP, 2007'de parlamentodacumhurbaşkanı seçilmesiniengelledi. Özeleştiri yapacak mısınız?" denildiğinde, "O süreç aşıldı. Geldiğimiznoktada cumhurbaşkanını halk seçti. Ben, 'Yetkilerini kullanmasın' demiyorum. Başkalarının yetki alanına girmemesigerektiğini söylüyorum" diye geçiştirdi.
***
CHP ve MHP'nin, Cumhurbaşkanlığı sistemine dair anayasa paketindeki zıt tutumlarına gelince... Benim yorumuma göre, Sn.
Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli'ye ağır bir suçlamada bulundu...
"Anayasa değişikliğini bir-iki partinintekeline alıp, parlamenter rejimideğiştirme girişiminde bulunmakdemokrasiye ihanettir" dedi.
"Demokrasiye ihanet" ifadesini değerlendirmek kuşkusuz Devlet Bey'e de düşer.
Kemal Bey ayrıca, Sayın Bahçeli'yi kastederek, "Ben anlamış değilim. Bilen varsa,açıklarsa memnun olurum. Gündemdebaşkanlık yoktu, birdenbire ortaya atıldı" diyerek, memleket meselesini ele alma farkını da sergilemiş oldu. Ve son husus... "FETÖ!" CHP lideri, bir ara "cemaat" dese de hatırlatma üzerine "FETÖ" tanımlamasını da kullandı.
FETÖ'nün, CHP ikliminde yeşeremeyeceğini savundu ama CHP'ye sızma girişimlerine açıklık getiremedi.
"Parti Meclisi'nden 2 üyeniz, FETÖnedeniyle üniversiteden ihraç edildi, birtasarrufta bulunmayı düşünüyor musunuz?"sorusuna, "Sn. Başbakan'a 3 isimverdim. FETÖ'ye üye olduğu söyleniyordu. 2'si PM üyesi. Alnında FETÖ'cüdiye yazmıyor. Mahkeme kararı olmadanbu insanları nasıl suçlayacağız? Hüküm verilirse zaten kendileri istifaeder" cevabını verdi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.