Piyasalarda algıyı yönetmenin, olguların önüne geçtiği günlerdeyiz. Kurdaki dalgalanma ile başlayan süreç, bildik soruları ve ezberci çözüm önerilerini yine gündeme getirdi. Piyasalarla etkili kamu diplomasisi yürütülmesi, uç noktalara savrulmanın önlenmesi bakımından önemli. Her gün farklı bir beklentinin pompalandığı, çare olmayacak reçetelerin sıralandığı, maalesef taraftar bulduğu bir kavşaktayız.
Neden? Çünkü piyasalar Ankara'dan güçlü bir sinyal bekliyor.
Beklentileri karşılanmadığında ise akıl almaz senaryolar yazabiliyor. Piyasa demişken...
Her zaman rasyonel işleyen bir mekanizmadan söz etmiyoruz. Örnek mi? Cumhurbaşkanı'nın, Hükümet'in vereceği tepkileri ciddiye alıyorlar. Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplanmasını, güncel siyasi pozisyonun açıklanmasını önemsiyorlar.
Ama bu toplantı, Merkez Bankası'nın (MB) Para Politikası Kurulu toplantısı öncesine denk gelince spekülasyon üretiyorlar.
***
Öncelikle şunu belirteyim. Ankara'da ekonomi ile ilgili hiçbir gelişme akıntıya bırakılmış değil. Tam aksine dakika dakika izleniyor.
Kamuoyuna yansımayan bir seri toplantının devam ettiği, alternatif planların üretildiği bir yönetim tarzı sergileniyor.
Piyasalar aşırı hassas ve oynak olduğu için bir toplantının iptaline bile olduğundan fazla anlam yüklenebiliyor. Mesela, toplantı duyurusunu, "Ciddi kararlar alınacak" diye yorumluyorlar. Toplantı iptalini ise "Radikalkararlardan vazgeçildi" diye okuyabiliyorlar!
Oysa ikisi de yanlış. Nitekim önceki gün Başbakan Binali Yıldırım'ın planladığı toplantının yapılmama nedeni hem gündem yoğunluğu hem de piyasalara Ankara'da olağanüstülük havası vermeme duyarlılığı ile ilgili.
Yoksa ekonomi kurmayları zaten bir aradalar ve sürekli temastalar. Ne toplanmada ne de kararlılıkta bir sorun söz konusu!
***
Cumhurbaşkanı'nın başkanlığındakiEkonomik Kurul'a gelince... Sn.
Cumhurbaşkanı, ülkenin her mühim konusunu olduğu gibi ekonomiyi de yakından izliyor.
Bundan doğal bir şey olamaz. Kendisi, resmi ekonomi toplantısı dışında da günlerdir bir dizi değerlendirmeyi dinliyor, bilgi alıyor.
Cumhurbaşkanı'nın bu konumunu piyasalar da biliyor ve alışmaları gerekiyor.
***
Ankara'daki toplantıların iki anaekseni ön plana çıkıyor. İlki, MB'ninpolitika araçlarının bağımsızlığı kapsamındaalacağı kararlar. Piyasaların belirli odakları,MB yönetimine kasti faul yapıyor. MB iledoğrudan temas edenler, Bankanın kurumsalkarar alma kabiliyetini, orta uzun vadeli bakışaçısını, yapısal dönüşüme öncelik veren yaklaşımınıgörüyorlar. Dayatmacılar ise "Faiziartır, kendini ispatla" oyunu oynuyorlar.
Edindiğim izlenim, MB kur oynaklığı nedeni ile enflasyon görünümü bozulursa gereğini yapmakta tereddüt etmeyecek. Lakin küresel piyasalardaki Trump dalgasına kapılıp, ılımlı büyüme trendindeki ekonominin nefesini faiz üzerinden daraltmak doğru olmaz. Kaldı ki 0.25 baz puan faiz ayarlaması kuru dengeler mi? Dışarıdan gelecek ilk veride kur yeniden hareketlenirse ne olacak? O yüzden Ankara'da ikinci kritikkonu, ekonominin yapısal tarafı. Reel sektöredestek, küresel sermayenin rahatlatılması,döviz likiditesi ihtiyacındaki kurumlaragüvence verilmesi, KOBİ'lerin teşviki, bütçedengelerinin korunması, yatırım iştahının sürdürülmesi...
Bu yüzden, algı yönetimi de çok belirleyici. Netice... Tablonun zorlu olduğuna kuşku yok. Bu tablo üzerinden dalga boyunu büyütme beyanlarına dikkat edilmeli! NOT: Öğretmenlerim... Hepsininbende emeği büyük. Hayatta olanlara sağlıklıömürler, ebediyete intikal edenlereAllah'tan rahmet diliyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.