Suçüstü olsa bile yakalanan hiçbir şüpheli "suç" işlediğini kabul etmez. Bu konuda suç dünyasının en pişkinleri ise mafya babalarıdır. İstisnasız hepsi yargıç önüne çıktığında, "kravatlıişadamı" pozu takınır. Ama onlardan daha paçozu, yakın çevresinde yer alan adamları ve tetikçileri... 80'li yıllarda bugün de mafya dünyasının önde gelen babalarından biriyle görüşmeye, "ayakçısı" diye bilinen yakın bir adamıyla gitmiştim. Mafya babasının karıştığı olayları tek tek sayınca, o "ayakçı" devreye girip, "Abimizin bu olaylarlahiç ilgisi yok" deyince mafya babası bile dayanamadı: "Bir dakika dur, biz de melekdeğiliz."
Bugün siyaset arenasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in düştüğü durum bundan farklı değil. Tıpkı bir mafya ayakçısı gibi, onlarca suç iddiası belgeleriyle ortaya serilmişken o hâlâ "Hiçbir şey yok, benimpatronum tertemiz" diyerek hem CHP'lileri kandırıyor hem de gençleri kışkırtıyor.
Oysa gerçek bağıra bağıra geliyordu ve başta Özgür Özel olmak üzere Veli Ağbaba'dan "zıpzıpçı"Ali Mahir Başarır'a bütün CHP yönetimi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde neler olduğunu çok iyi biliyordu. Sadece onlar da değil, ilkesiz fondaş gazeteciler de, Altılı Masa'ya övgüler düzüp sonra kaybedince dizlerini döven ufuksuz aydınlar da biliyor ve hepsi susuyordu. Hepsi ortaya hiçbir siyasi vizyon koymayan İBB'nin eski başkanı Ekremİmamoğlu'nun başından beri "para"ya ulaşmak için pervasızlaştığını ve CHP'ye "paralel bir yapı" kurduğunu da biliyordu.
Çünkü bugün savcılık dosyasında yer alan önemli iddialar, 2020'den sonra hem CHP içinde çok konuşuldu hem de birçok gazeteci yazdı. Son 4 yıl içinde bu köşede, İmamoğlu'nun İBB'de kurduğu çarkı anlatan şu isimleri sık sık yazdım: Ali Nuhoğlu,Fatih Keleş, Ertan Yıldız veTuncay Yılmaz... Başkaları da var ama bu dört isim hep öndeydi. Kimi zaman "Paranın izi sürülmeli" dedim, kimi zaman "İBB'de temizellere ihtiyaç var" diye yazdım.
Hatta CHP içinde ve iş dünyasında, Ertan Yıldız ve Fatih Keleş'e takılan kod adları, "Kafa Koparan" ve "Yüzde 7" diye yazdım.
Peki sonra ne oldu dersiniz?
Son savcılık soruşturmasında bizim yazdığımız o iddiayı bizzat Bakırköy'deki ünlü Capacity AVM'nin sahibi doğruladı. İmamoğlu'nun adamı ve aynı zamanda Bakırköy CHP Meclis üyesi, İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız, o işadamından tehditle 5 milyon euro rüşvet istemiş. Hem de "Geleceğincumhurbaşkanı ile kötü olmakmı istiyorsunuz?" diyerek.
Meğer adamlar o yazılar çıktığında bile "kafa koparma"ya devam ediyormuş. Bunu savunmak, bu rezilliğe imza atmaktan daha aşağılık.
Bu gerçeği ne yazık ki ne KemalKılıçdaroğlu ne de yüzünde"Rabbi Yessir" gören ve sonradanbin pişman olup şu sözleri söyleyenMeral Akşener gördü: "Seçilmesine vesile olduğumuzisimlerin daha sonra kocamanbir hırsız olduğunu anladığımızdaçektiğimiz acılarıanlatamam..." Akşener, Saraçhane'de "çak"yaptığı İmamoğlu'nu "hırsız" ilanediyor. Aynı Saraçhane'de bugünAkşener'in hırsız ilan ettiği kişiyeÖzgür Özel sahip çıkıyor. Üstelikkurdukları kirli ilişkiler düzeni yıkılmasındiye de gençleri kışkırtıyor,memleketi tahrip etmekten çekinmiyor.
Başta Togg ve küresel markalara karşı alternatif sunan Espressolab olmak üzere bütün yerli markalara karşı "düşmanca" bir kampanya başlatıyor. Akıl alır gibi değil.
CHP'de "Batıcı" bir ekip olduğu biliniyordu ama bu kadar pespaye bir biçimde küreselcilerin oyuncağı olacakları kimsenin aklına gelmezdi. Herhalde Mustafa Kemal'den Ecevit ve Baykal'a uzanan "milli" çizgiye sahip çıkan CHP'liler bu çöküşe izin vermezler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.