Kolombiya'da uyuşturucu kartelleri sokakta kendini gösterdiğinde bu normal karşılanabilir.
Ama Türkiye'de, bir yolsuzluk soruşturması karşısında ana muhalefet partisinin gençleri sokağa çağırması...
Bu, yalnızca bir protesto değil, sanki bir perdeleme girişimidir.
Üstelik perde arkasında eski dostlar, şaibeli ihaleler ve sır dolu odalar varsa...
CHP lideri Özgür Özel, "Sokağa inin" diyor. Daha önce büyük bedeller ödemiş bu ülkenin gençlerini sokaklara çağırıyor. Ne için?
Savcılığın kapısını çaldığı yolsuzluk iddialarının üzeri örtülebilsin diye mi?
Oysa dosya kalın. İddialar yeni değil. İsimler tanıdık. Sır perdesi ise giderek aralanıyor.
PARANIN İZİ SÜRÜLSEYDİ
Bu köşede yıllardır bir şey söylüyoruz: "Paranın izini sürün." Takip etseydiniz bugün konuşulan isimleri çok önceden görürdünüz: Ekrem İmamoğlu, Ali Nuhoğlu, Fatih Keleş, Ertan Yıldız... Ve daha niceleri. Hepsi bugün rüşvet ve irtikap suçlamasıyla soruşturma kapsamında.
Özellikle biri var ki, adı artık "kilit" kelimesiyle anılıyor: Müteahhit Ali Nuhoğlu.
Nuhoğlu, 2020 yılında 50 milyon dolarlık borç batağındaydı. Konkordato konuşuluyordu.
Ancak ne olduysa, o tarihten sonra yıldızı parladı. İmamoğlu'nun İBB Başkanı olmasıyla birlikte Nuhoğlu'nun servetinin 600-700 milyon dolara ulaştığı iddia ediliyor. MASAK'ın araştırmasında ortaya çıkan para trafiği dudak uçuklatıyor.
Nasıl mı?
İddialara göre İBB'den ihale alanlar, "bir kısmını paylaşmak" şartıyla davet ediliyordu.
Bir işadamının şu sözleri her şeyi buz gibi ortaya koyuyor:
"150 milyon dolarlık bir iş teklif edildi ama üçte birini onlara vermem şartıyla... Reddettim."
GİZLİ SİYASET MERKEZİ
2022 yılında yazdım: İmamoğlu'nun Florya'daki bir otelin kral dairesini "gizli siyaset merkezi" gibi kullandığı konuşuluyordu. İstanbul Planlama Ajansı gibi "paralel" yapılar üzerinden siyaset planlandı. Otel kimin? Tahmin edin: Ali Nuhoğlu'nun.
750 metrekarelik özel daire yeniden dekore edildi. Anlatılanlara göre İBB Başkanı otele normal kapıdan değil, otoparktaki gizli bir tünelden girip çıkıyordu.
Tünelin sonu nereye çıkıyor dersiniz? Planlanan işler mi, yoksa bölüşülen pastalar mı?
Soruşturma derinleşirse, o paylaşılan pastaların da izine ulaşılır.
Otel şimdi büyük bir bankaya devredilmiş. Rastlantı mı? Yoksa izler silinmeye mi çalışılıyor?
Belki de bütün bu sokak çağrılarının, ajitasyonların, popülist çıkışların nedeni budur. Arka planında böyle sinsi bir hesap var.
Çünkü asıl tehdit, meydanlar değil, savcılığın elindeki belgeler.
KİRLİ OLAN AYIKLANACAK
Sokağa çıkan gençlere bir not: Bu işin siyaseti yok. Bu bir hesaplaşma değil, temiz siyaset...
Önce kirli olanın ayıklanması gerekiyor.
Bir üniversite öğrencisinin sözleriyle bitireyim:
"Bırakın kolpa yapmayı."