Ankara'da görünür gündem ne olursa olsun, arka planda her zaman "siyaset mühendisliği" hesapları ön planda. Bu konuda en başarılı parti ise CHP... CHP içi veya dışı fark etmiyor, sabahtan akşama "Kim kimi nasıl ekarte eder?" hesapları yapılıyor.
Kuşkusuz diğer partilerde de gelecek hesapları, algı operasyonları var ama hiçbiri CHP'yle yarışacak düzeyde değil. CHP'de oyun bitmiyor. Günübirlik gittiğim Ankara'da kiminle konuşsam söz dönüp dolaşıp Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı MansurYavaş'a geliyor. Yavaş ne yapacak?
O da hedefe konulduğunu fark etti ki, tüzük kurultayında "kılıç" çekti ve ilk kez "siyasi çıkış" yaparak meydan okudu: "Polemik çıkarmak istemiyorumama ben de Ekrem başkanımıngüzel konuşması gibi sizlerebir konuşma yapmak isterdim.Hazır bir şekilde Türkiye'nin tümsorunlarına değinen ve bu konulardakifikirlerimi açıklamak isterdim.Ama maalesef bir saat öncebana telefon açılıp, 'Siz de konuşun'dendi."
Çok açık bir siyasi oyundan söz etti ve oyunu deşifre ederek taşı gediğine koydu: "Biz 14 tane büyükşehir belediyebaşkanıyız. Sadece ikisinikonuşturursanız, maalesef biz deburadan fitne ateşine odun atmışoluyoruz."
FİTNE ATEŞİNE ODUN ATANLAR
Yavaş kendini de katarak bu tespiti yapıyordu ama kimi kastettiği belliydi. Oyunu kuran İBB Başkanı Ekremİmamoğlu'ydu. Özel de sanki hiç haberi yokmuş gibi davrandı. Oyunu bir saat önce sahneye koyan da her dönem CHP'de etkin olmayı başaran "sarışın güzel kadın" Selin SayekBöke'ydi.
Her ne kadar işin sorumluluğunu "bir adım ileri iki adım geri" siyasetiyle irtifa kaybeden genel başkan Özgür Özel üstlense de o sahne, 100 yıllık parti tarihine acemice oynanmış bir oyun olarak geçti. Tabii şu notu da düşmek gerekiyor, ne hikmetse İmamoğlu ve Yavaş ikilisi sürekli bu acemi siyasi oyunların figüranı olmaktan kurtulamıyor.
Hatırlayın, kurultayda CHP Genel Başkanı Özel'in başını Yavaş'ın omzuna koyduğu o sahnenin de, 14 Mayıs 2023 seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu'nun "İki cumhurbaşkanı yardımcımlabirlikteyim" gösterisinin de aktörü bu ikiliydi.
KİLİT İSİM KILIÇDAROĞLU
Anlaşılan artık bu iki aktör hem siyasetin komedi ikilisi olmaktan hem de birbirlerinden kurtulmak istiyor. Bu yüzden de CHP'de çoklu kavga bitmiyor, bitmez de. İmamoğlu bu kavgayı parti içi ayak oyunları, DEM Parti'yle açık ilişki kurarak ve "Ahmak" davası üzerinden kaos hesapları yaparak sürdürmek isterken, Yavaş tam tersi sessiz sedasız ve ciddi bir hazırlıkla götürüyor. Hem CHP ve KemalKılıçdaroğlu'yla dirsek temasını sürdürüyor hem de "milliyetçi merkezsağ" seçeneği bir alternatif olarak ihmal etmiyor. Bunun için de ciddi ciddi çalışıyor.
Bu tablonun kilit ismi de Kılıçdaroğlu'ndan başkası değil. Öyle bir tahrip siyaseti izledi ki, Özel normalleşme siyasetini terk etti, İmamoğlu ile açık olan arası daha da açıldı, Yavaş'a oyun kurma tuzağına düştü. Zaten İmamoğlu ile Yavaş da eninde sonunda karşı karşıya gelecekti. Bu da bugün itibarıyla CHP'de hiçbir aktörün tek başına etkili olamayacağını gösteriyor.
Kılıçdaroğlu'yla kim ittifak yaparsa o öne çıkacak. Son dönemde bu aktörlerin tek tek veya grup halinde Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin sırrı tam da burada yatıyor.
Deyim yerindeyse Kılıçdaroğlu hepsiyle oynuyor. Bu noktada "Partimigeri istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, ilk olarak İmamoğlu ile bir hamle yapıp CHP'yi olağanüstü kurultaya götürürse hiç şaşırmam. Sonrası yine meçhul!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.