AK Parti'nin merakla beklenen İstanbul adayını açıklamadan önce Başkan Erdoğan yine çok tarihi bir konuşma yaptı. Sadece şu sözleri bile nasıl bir siyasi aktörler topluluğuyla karşı karşıya kalındığını göstermeye yetiyor: "Kendi yankı odalarından çıkıpiçinde yaşadıkları toplumu anlamaya,tanımaya, öğrenmeye tenezzüldahi etmezler. Yıllarca önyargılarınıgerçek zannettiler. Yıllarcasahte korkularının esiri oldular."
Sonra sözü, yankı odalarına mahkûm bu siyasi kadroların 5 yıldır yönettiği İstanbul'a getiriyor ve şöyle diyordu: "Fatih'in emaneti olan güzelİstanbul'umuzu muradına kavuşturacak,büyükşehir belediyesiniyeniden ve sadece İstanbulhalkına hizmet eder hale getireceğiz.El ele, omuz omuza vererekİstanbul'u son 5 yıllık fetret devrindenmutlaka çıkartacağız."
Artık İstanbul adayı MuratKurum'du.
O anı, sadece İstanbullular değil, Anadolu'dan gelenler, hatta izleyenler ayakta alkışladı. Çünkü seçilen doğru isimdi ve Anadolu'nun dört bir yanında izi vardı. O an ister gönülden ister göz ucuyla izleyen herkesin hafızasında o fotoğraflar canlandı. Kastamonu Bozkurt'u sel aldığında, Elazığ ve Malatya'yı deprem vurduğunda, Antalya Manavgat'ın köyleri yandığında vatandaşın yanında SüleymanSoylu'yla birlikte çizmelerini giyen Bakan Murat Kurum vardı. Aynı şekilde "Küçük Kıyamet" denilen 6 Şubat depreminde de yine vatandaşın yanındaydı. İzmir'de deprem olduğunda, İstanbul'da binalar çöktüğünde de alana ilk koşan oydu. Hatta mevcut İstanbul yönetimi kılını kıpırdatmazken, o Marmara'yı müsilaj belasından kurtaran ekibin başındaydı.
AK Parti'nin iddialı olduğu sosyal konut üretiminde bir marka olan TOKİ vasıtasıyla hem depreme dayanıklı hem de yaşanabilir mahallelerle vatandaşın gönlünü ve güvenini kazandı.
Yine AK Parti'nin kentsel dönüşüm projelerine birçok muhalefet partisi karşı çıkarken hatta fiili direniş sergilerken Kurum, o projeleri ısrarla hayata geçirmekten vazgeçmedi ve depremde haklı çıktı.
Dahası şehirlerin nefes almasını sağlayan millet bahçeleriyle, EmineErdoğan'ın öncülüğünde BM'nin sahiplendiği "Sıfır Atık" projesiyle, küresel iklim değişikliği çalışmalarıyla milyonların gönlünü kazanan Kurum, şimdi bütün enerjisiyle İstanbul'a yoğunlaşmak istiyor.
En önemli özelliği de samimiyeti... O samimiyetle İstanbullulara şöyle seslendi: "Aziz İstanbullular, ülkemedaima hizmet ettim. Tüm arkadaşlarımlabirlikte bizi arayanlar, hepbir işin başında buldular. TOKİ'deve Emlak Konut'ta ülkemizinşehircilikte hak ettiği yere ulaşmasıiçin, insanımızın güvenli yaşamalanlarında hayat sürmesi için 20yıl boyunca çalıştık, gayret ettik,ter döktük. Bu tecrübeyle bakanlıkdönemimizde de yine Anadolu'nunve İstanbul'un dört bir yanındainsanımızın hayatına dokunan hizmetleryaptık."
Önümüzdeki seçimlerde rakibinin, "İstanbul'a karşı ilgisizlik, ihmalkârlıkve algı belediyeciliği" olduğunu belirtiyor ve şöyle diyordu: "İnşallah 31 Mart akşamıİstanbul'da duraklama dönemibitecek, yeniden diriliş, yenidenyükseliş dönemi başlayacak."
Başkan adayı Kurum, ilk mesajıyla İstanbul'a yoğunlaşacağının işaretini verdi. Beklenen de buydu. Görünen o ki rakibi onu tam tersi yerel değil genel siyasete çekip, yaşam biçimi üzerinden bir mücadele yürütecek. Gerçi bunu hep yaptılar ve kaybettiler ama yine de siyasetin bu kısırdöngüden kurtulması için Kurum bu oyunu bozmalı ve İstanbul'u "fetret" döneminden kurtarmaya yoğunlaşmalı. İstanbullu bunu görür ve hakkını verir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.