Meğer CHP'nin Parsadan'ı Aykut Erdoğdu'nun maceraları, Çeşme'de kaçak villa, İstanbul Moda'da dubleks daireden ibaret değilmiş. Karışmadığı, müdahil olmadığı konu yok. Enerji meselesinden belediye ihalelerine her taşın altından o çıkıyor. Öyle de pişkin ki, kendi suçunun üstünü örtmek için ya Başkan Erdoğan'a saldırıyor ya da suçu günahı olmayan CHP'li dostlara iftira atıyor.
Oysa farkında değil, gönlünü kırmadığı CHP'li kalmadığı gibi iş takipçiliği yapmadığı belediye de kalmamış ki herkes kızgın. Eski Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü'yü söğüşlediğinin belgeleri dün Sabah'ta yayınlandı. Solculardan nadir çıkar ama o "solculuğunu" kullanma ve paraya dönüştürme konusunda çok becerikli. Bu nedenle de ona taktığımız "Parsadan Aykut" ismini CHP'liler de çok sevdi. Bu yüzden de elinin sadece Şişli veya Çeşme Belediyesi'ne değil, Antalya Konyaaltı Belediyesi'ne kadar uzandığı ve birçok kirli iş çevirdiği söyleniyor. Merak ediyorum, bu işlerde yakın akrabası olduğu söylenen özel kalem müdürü SemihEsen'in bir katkısı var mı?
Aslında bu ilişkiden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de çok rahatsızmış.
İşin en komik tarafı da sıkıştığında öfkesine hâkim olamaması. Zaman zaman bu kirli ilişkiler basına yansıyınca şöyle bir tweet atıp sonra da silmişti: "Beni siyaseti bırakmanın eşiğinegetiren ve ailemi muhatap eden 3belediye başkanına da hakkımı helaletmiyor. Söz tutulmalı..."
O 3 belediye başkanının kim olduğunu bilmiyorum ama herhalde istediği parayı vermediler ki öfkelendi.
PARSADAN İSMİNİ ÇOK SEVDİLER
CHP tabanının "Parsadan" benzetmesini sevmelerinin aslında birçok nedeni var. İlk sırada da bir dönem enerji ihlallerini diline dolayıp tehdit savurması, sonra da susması geliyor. İşi nasıl bağladığıysa bir daha o konuya girmedi.
İkincisi de yine yağıp gürlediği İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar meselesiydi. Parsadan Aykut, eski Ziraat Bankası Genel Müdürü Çağlar'ı 9 Ağustos 2012'de düzenlediği basın toplantısında kredilerde yolsuzluk yapmakla ve İstanbul Bayrampaşa'daki ORA AVM'ye "batıkkredi" vermekle suçluyordu.
Ama ne hikmetse aynı Çağlar, 2020 yılında İmamoğlu tarafından İBB Genel Sekreterliği'ne atanınca yağıp gürleyen Parsadan, birkaç gün ortalarda görünmeyecek, sonra da "Kendisi meslektaşım veüstadımdır" diyerek susup oturacaktı.
Bir "solcu"nun düştüğü hazin duruma bakın; sağcı İmamoğlu'nun onu nasıl ikna ettiğini kendisi anlatıyor: "'Bütün Türkiye'yi kucaklayacaksakinsanları kökenlerine göre değil,liyakatlerine göre değerlendirmeliyiz'deyince, 'Siz bilirsiniz, bundansonra bize düşen size destek olmaktır'dedim."
AYNI ZAMANDA 'GİZLİ TANIK'
Bu tornistan yeteneği onu genel başkan yardımcılığına kadar taşısa da pek işe yaradığı söylenemez. Söylenemez, çünkü sürekli "maraza" çıkarması, "iş bitirme" peşinde koşması parti içindeki algısını da yerle bir etti. Ama daha vahim olanı, CHP'lilerin ona taktığı lakaptı: "Gizli Tanık."
CHP'lilere göre yönetimdeyken bile, aşağıda olanları Kılıçdaroğlu'na, Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini de aşağıya iletiyordu. CHP'lilerin, "jurnalci" denilen böyle bir kişiye neden "Gizli Tanık" dediklerini bilmiyorum ama herhalde bir bildikleri var. Acaba birilerine "yalancı tanıklık" mı etti?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.