Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde sadece PKK/YPG'ye karşı değil, ABD ve AB'nin başını çektiği kirli küresel sisteme karşı da mücadele ediyor.
Bunu terör örgütü ilan ettikleri PKK'nın arkasına dizilmelerinden anlıyoruz. Adamlar hem "terör örgütü" ilan ettiği PKK'yı silahlandırıp destek veriyor, hem de mücadele eden ülkenin elini kolunu bağlamak istiyor. Bundan daha ikiyüzlü bir siyaset olamaz.
Bu ikiyüzlü siyaseti Başkan Trump çok daha açıkça ortaya koydu: "PKK Türkiye'nin asli düşmanı. BaşkanObama, PKK'yı devreye sokunca,zor bir iş oldu. Çünkü PKKTürkiye'nin ölümcül düşmanı. Onları ortaklığa dahil ettiğinizdezor bir durum olur." Başkan Erdoğan'ın isyanı tam dabu yaklaşımaydı: "Şimdi buradan tüm NATO ülkesiolanlara sesleniyorum. BaştaAmerika... Biz Türkiye'yiz. Biz birNATO üyesi ülkeyiz. 5'inci maddeyigayet iyi biliyorlar. Terör örgütleriNATO üyesi olan Türkiye'ye saldırırkensiz sessiz kalamazsınız. SizTürkiye'yi bir kaç tane zibidi terörörgütüne tercih etmeyeceksiniz öylemi? Buna eyvallah edemeyiz."
ABD veya AB ülkeleri bildikleri haldebu gerçeği görmek istemiyor. DEAŞ tehlikesiveya Suriye Kürtlerinin talebi onlarınumurlarında değil. Bir tek nedenvar; Türkiye'nin haklı olması ve haklıTürkiye'nin bu müdahaleyle dünyadagüç kazanması. Korktukları bu. Buyüzden, ABD'de Cumhuriyetçilerden,Demokratlara hepsi birleşmiş Türkiye'yesaldırıyor. Oysa bu Kongre üyelerininçoğu ABD'nin Suriye'de PKK bağlantılıPYD'yi silahlandırdığını iyi biliyor. ABülkelerindeki siyasetçiler de bunun farkında. Ama bakıyorsunuz, faşistinden solcusuna hepsi Türkiye karşıtlığında birleşmiş.
Türkiye de, iç siyasi tartışmaları bir yana bırakıp, terörün arkasında duran bu kirli ittifaka karşı birleşmeli ve onlara güçlü bir cevap verilmeli. Şimdiye kadar CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu, "ama"lı ve soru işaretli de olsa, İYİ Parti Genel Başkanı MeralAkşener, daha net desteğini açıkladı. Aslında HDP hariç bütün siyasi partilerden güçlü bir destek geldi.
Şimdi bunun bir adım ileri taşınması gerekiyor. Tıpkı ABD ve AB'deki siyasiler gibi, Türkiye'deki siyasiler de bir araya gelmeli, kurulan bu küresel tuzağa karşı ortak bir deklarasyon yayınlamalı. Hatta başta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olmak üzere, birçok siyasi aktör küresel güç merkezlerine gitmeli, Türkiye'nin haklı tezini anlatmalı.
Türkiye, terörü devreden çıkartmak, silahları susturmak için yakın tarihimizde PKK'ya inanılmaz fırsatlar verdi. Ama PKK bu fırsatların hepsini elinin tersiyle itti ve sırtını gidip ABD'ye dayadı. Şiddeti ve terörü bırakmadı. ABD de 70 yıllık müttefiki Türkiye'yi içeriden çökertmek için darbe dahil her şeyi yaptığı gibi şimdi de dışarıdan terör örgütlerine destek vererek saldıranlarını sürdürüyor.
Şu gerçek ortada duruyor; bugün ABD istese, güvenli bölgedeTürkiye'ye direnen ve saldıran PKK/YPG'yi durdurabilir. Eğer gerçekten ölümlerin olmasını istemiyorsa, parasını verdiği, eğittiği PKK'yı bir dakikada güvenli bölge dışına çıkartabilir. Ama ABD, Trump'a rağmen yapması gerekeni yapıp, teröre "dur" demiyor, Türkiye'yi durdurmaya çalışıyor. Hem de tehditle, ekonomik ambargoyla... Pes doğrusu. Dünya böyle bir rezillik görmedi.
Muhalefet partileri işte bu gerçeği dünyaya anlatmalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.