Türkiye, dünyanın küresel iki merkezinde aynı anda bulunarak çok kutuplu yeni dünya düzeninin ilk mesajını veren ender ülkelerden biri. Başkan Erdoğan, New York'taki BM kürsüsünden "Dünya beştenbüyüktür" deyip Gazze'deki vahşet karşısında yaşanan küresel suskunluğa isyan ederken, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da ilk kez bir Meclis Başkanı olarak Rusya'nın Duma'sından benzer mesajlar veriyordu.
Daha önce de yazdım, bu Türkiye'nin izlediği ve göstermeye çalıştığı ahlaki duruşa dayalı denge siyasetinin bir göstergesi.
İlk kez bir TBMM Başkanı'nın Rusya'nın en önemli yasama organı Senato'da konuşması, sadece Türkiye açısından değil, dışlanan ve yalnızlığa itilen Rusya açısından da tarihi önemde bir adımdı. Bu yüzden Rusya tarafı, Meclis Başkanı Kurtulmuş'un konuşmasına "RusyaSenatosu'nda tarihi konuşma" gözüyle bakıyordu.
İlginç bir tesadüf, Senato o gün yeni başkanını seçiyordu. Rusya Federasyonu Konseyi'nin yeni başkanı Valentina Matviyenko'yu ilk kutlayan da Meclis Başkanı Kurtulmuş oldu. Kurtulmuş, yeni başkanı tebrik ettikten sonra şöyle diyordu: "Türkiye ile Rusya arasında özellikleson dönemlerde fevkalade ciddi, önemliilişkiler gelişmektedir. Türkiye ve Rusyatarihsel olarak aynı bölgenin iki büyüktarihi mirasına sahip olan milleti olarak,aynı coğrafyada stratejik önemi haiz ikiülke olarak ve önümüzdeki dönem dünyanınbirçok meselesine zaman zamanfarklılıklar yaşansa da ortak bakış açılarınasahip olan iki stratejik ortak olarakilişkilerini fevkalade ciddi şekilde geliştirmektedir."
PARLAMENTER DİPLOMASİ
Aslında Türkiye ile Rusya arasındaki tarihi ilişkiler yeni değil. Cumhuriyet öncesi bir hayli karmaşık olsa da Kurtuluş Savaşı'na ciddi destek veren Sovyet döneminde "soğuk savaş" gerilimine rağmen inişli çıkışlı da olsa bu ilişki hep sürdü. 1965 yılında Sovyet Dışişleri Bakanı Andrey Gromiko'nun 34 yıl sonraki ilk Türkiye ziyaretiyle -Batı Bloku'nun engellemelerine rağmen- ticari ilişkiler bir hayli gelişecekti. Son dönemde ise geçmişte olmadığı kadar ileri bir noktaya ulaştı.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, Rusya Senatosu'nda tam da ilişkilerin bu noktaya gelmesinde iki liderin katkısına özel dikkat çekiyor ve şu tespiti yapıyordu: "Bu ilişkilerin olumlu bir seyir izleyişindeiki ülkenin vizyoner liderleriSayın Recep Tayyip Erdoğan ve VladimirPutin'in dostane ilişkiler kurma, yakınçalışma konusundaki samimi arzularınında fevkalade büyük katkısı olduğunuifade etmek isterim. Ayrıca bizim buziyaretimizle birlikte iki ülkenin parlamentolarıarasında parlamenter diplomasininimkânlarını kullanarak ilişkileringeliştirilmesi bakımından da değerli birkatkı sunacağına yürekten inanıyorum."
BRICS, YENİ BİR ENSTRÜMAN
Yeni bir küresel sisteme doğru gidildiğini belirten Kurtulmuş, BRICS'e atıf yaparak Türkiye'nin sürece nasıl baktığına dikkat çekti: "Bu çerçevede önümüzdeki ekim ayındaKazan'da gerçekleştirilecek olanBRICS toplantısının kurulmakta olanyeni düzende önemli bir adım olduğunugörüyoruz. Ve Türkiye olarak BRICS'inyeni bir barış perspektifine sahip olmakbakımından çok değerli bir enstrümanolduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevedeTürkiye'nin BRICS'e üyeliği, Türkiye'ninmevcut üyeliklerine bir alternatif, onlarınkarşısında bir teşebbüs değil, tam tersine,Türkiye'nin dış politikadaki gücünüartıracak yeni bir argüman, yeni bir enstrümanolarak telakki edilmektedir."
Gazze'deki soykırımdan Ukrayna-Rusya savaşının yol açtığı küresel sorunlara kadar birçok konuya da değinen Meclis Başkanı Kurtulmuş, dikkatle izlenen konuşmasında Rusya ile ilişkilere Türkiye'nin ne kadar önem verdiğini şu sözlerle dile getirdi: "Siyasi, sosyal ve ekonomik konulardaiki dost, stratejik müttefik, komşu,tarihsel olarak benzerlikleri olan, helehele toplum yapıları itibarıyla ciddi benzerlikleriolan, örneğin geleneksel değerlereve aile değerlerine fevkalade önematfeden iki ülkenin parlamentoları olarakbütün bu siyasi programlarda beraberçalışma becerisini kazanmalı ve Türkiye-Rusya arasında ilişkileri geliştirerek ikiülkenin ekseninde bu coğrafyada barış,birlik, beraberlik ve gerçekten kalkınmanıntemin edilmesini hep beraber gayretetmeliyiz."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.