FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimini araştıran Meclis komisyonunun, eski genelkurmay başkanlarını dinlemek istemesiyle neyin hedeflendiği bilinmiyor ama ilginç tartışmalar yaşanıyor. Şu ana kadar Hilmi Özkök, Işık Koşaner ve İlkerBaşbuğ dinlendi, YaşarBüyükanıt rahatsızlığını gerekçe gösterip gitmedi. Gelelim Necdet Özel'e... Bir tek Özel komisyonun önüne çıkmayacağını, sorulara yazılı cevap vermesinin yararlı olacağını söyledi. Özel'in bu yaklaşımı komisyon üyeleri ve eski arkadaşları arasında tartışmalara yol açtı. Hatta "komisyondankaçmakla" suçlandı.
Emekli Org. Özelsuçlamalara karşı Fikret Bila'ya şöyle diyordu: "Kaçmadım, kaçsaydım 2011'dekaçardım." Peki, neden üç eski komutanKomisyon'a bildiklerini anlattı da Özel bundankaçındı? Bunun anlamı neydi? Buna da şu cevabı veriyor: "Komisyondane sorulacağını bilmediğiniz için hazırlıksızoluyorsunuz. Sorunun sorulduğuandaki bilgelerle ve anında cevap vermekeksiklere yol açabilir. Ben gerçektenkomisyona katkıda bulunmak istediğimiçin soruları yazılı olarak istedimki, yanıtları araştırarak vereyim."
Bu yaklaşımın içinde kendisi dışındakileri,"gerçekten komisyona katkıda bulunmamakla"suçlama iması da var. Onu bir yanabıraksak bile bu yaklaşımın ikna edici olmadığıda çok açık. İşin püf noktası tam da burası. İkna edici bulunmadı çünkü Özel dönemiyle ilgili kafalarda soru işareti var. Emekli Orgeneral Özel, kritik bir süreçte genelkurmay başkanı oldu. Siyasetle ordu yönetimi arasındaki iplerin koptuğu bir noktada, devreye girdi ve derin kırılmalar yaşanmadan o sürecin atlatılmasını sağladı. Ancak sonrasının nasıl gittiği bilinmiyor.
En önemli soru da şu: Bugün karşımıza 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle çıkan FETÖ'cü subay ve generallerin bir üst rütbeye geçmelerinde Özel'in katkısı oldu mu? Belki de EmekliOrgeneral Özel'i "kaçırtan" veya kaygılandıransoru bu. Soruyu önemli yapansa arka planındaki vahim iddia. Siyaset kulislerinde denilen şu: Dönemin siyasi iktidarı ve doğal olarak ona bağlı MİT, özellikle 2013'ten sonra TSK içindeki paralel yapı unsurlarını listeler halinde Genelkurmay'a bildirdi.
Ancak o günlerde bir işlem yapılmadığı gibi 15 Temmuz darbe girişimi de gösterdi ki o günkü deyimiyle "paralel subaylar"a hiç dokunulmamış, tam tersine terfi ettirilmiş. Meclis Araştırma Komisyonu bu soruyu yazılı veya sözlü Özel'e sorar mı bilmem ama kamuoyu bunun cevabını merak ediyor.
İSLAM TEŞKİLATI'NDA KADIN KONSEYİ
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerdeki kadınların durumu, İstanbul'da düzenlenen bir konferansta ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ikinci bölüm açılışını yaptığı konferansın ev sahibi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı FatmaBetül Sayan Kaya'ydı.
Toplantı iki açıdan önemliydi. Tam on yıl sonra 56 İslam ülkesinin aile ve kadın politikalarından sorumlu bakanlarının Türkiye'de toplanması ve ilk kez teşkilat bünyesinde "KadınKonseyi"nin oluşturulması... Bunun kabulü Türkiye için başarılı bir adımdı.
Moderatörlüğünü Dr. Esra Albayrak'ın yaptığı "Müslüman Kadınlar ArasındaSavunuculuk ve Dayanışma" başlıklı konferansa ilgi de hayli yoğundu. Konuklar arasında da Nobel Barış Ödülü sahibi TevekkülKarman ve Pekin Minzu Üniversitesi'nden Dr. Yang Guiping gibi dikkat çekici isimler vardı.
Ama bir fotoğraf vardı ki o da medyanın gözünden kaçmadı. 56 bakan arasındaki tek erkek bakan. Cezayirli bakan medyanın "Neden?" sorusu karşısında da çok rahattı: "Daha önce bizde de kadınlar yaptı. Ama bir erkeğin bu görevi yapmasınıdaha anlamlı ve önemli buluyorum."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.