15 Temmuz işgal girişiminin arkasındaki FETÖ yapılanmasını çözmenin tek yolunun ByLock olmadığı biliniyor. Devlete sızan kadroları ve darbe girişimine katkı verenleri teşhis etmenin birçok hukuki yolu kullanılıyor. FETÖ'cülerin kullandığı ByLock sistemi de bunlardan biri ve elbette çok önemli. Bu yüzden ByLock'a yönelik saldırılar önemseniyor ve eleştiriliyor.
Eleştiriliyor çünkü Hürriyet gibi "merkezmedya" olduğunu söyleyen bir yayın, şu kritik dönemde "operasyonel" bir kullanımın aracı olabiliyor. Hürriyet'in bir süredir tartışılan "İşte herkesin aradığıByLock" manşetini hatırlayın. Bu manşetin sadece habercilik kaygısıyla atılmadığını FETÖ'cülere ilaç gibi gelmesinden ve buna dört elle sarılmalarından anlıyoruz.
En basit örneğini birkaç gün önce ABD'de siyasi aktörlerin, kanaat önderlerinin çok izlediği internet sitesi Huffingtonpost'taki yazıda görüyoruz. Yazı FETÖ tetikçisi Mahir Zeynelov'a ait. Başlığı bile röportajın hedefini anlatmaya yetiyor:
"Türk gazetesi hükümetin uydurduğuByLock senaryosunu çökertiyor."
Tam onların aradığı malzeme. Fırsatı vakitkaybetmeden kullanıp, uluslararası arenadaFETÖ soruşturmasında ByLock'un yetersiz birdelil olduğu intibaını oluşturmaya giriştiler. Peki,bir gazete böyle kritik bir süreçte kim olduğusoru işaretleriyle dolu birinin söylediklerini araştırmadan,kontrol etmeden nasıl yayımlar?
Bu tavır Hürriyet'i ABD'deki adı DavidKeynes olan Alpaslan Demir isimli "Eski"FETÖ üyesinin başlattığı algı operasyonununaracı haline getirdi. Şimdi FETÖ'cüler bol bolhaberi kullanıyor. Şu ifadesi Hürriyet'in haberininne işe yaradığını net gösteriyor: "On binlerceinsanı içeri tıkmak için bu uygulamayıindirmek en önemli kanıt oluyor."
"Bu röportaj ByLock bağlantılı tutuklamalariçin soru işareti oluşturdu. Tümsuçlamaların başından beri düzmeceolduğuna dair tezler güç kazanıyor."
Gördüğünüz gibi Hürriyet bu yayınıylaFETÖ tetikçisine ABD kamuoyunu direkt etkileyenbir yayın organında yazı yazma fırsatı sunduve onlar da bunu iyi kullandı. Şimdi hükümet,STK'ler ve demokrat medya Hürriyet'in kafalarıkarıştırdığı ABD hatta AB kamuoylarını iknaetmek için canhıraş çalışmak zorunda kalacak. İyi de Hürriyet, bu ülkenin medyası değil mi? Ülkesine ve halka karşı sorumluluğu yok mu?
Belki de işin en vahim tarafı Hürriyet'in bir terör örgütü mensubuna manşetini açmasıydı. Bunun bırakın hukuki karşılığını asıl vicdanikarşılığı çok daha ağır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.