Başta devlet kurumları olmak üzere siyasetten iş dünyasına her alanda FETÖ temizliğinin derin sarsıntısı yaşanıyor.
Sarsıntıyı atlatmak mümkün ama aslolan bu süreci "haksızlıklara" yol açmadan atlatabilmek.
Toplum bu hassasiyet ışığında, siyasetten dini veya ideolojik hiçbir kesimin devleti ele geçirmesine olanak vermeyecek yeni bir yapılanmaya gidilmesini bekliyor.
Şimdiye kadar orduda, poliste, yargıda, idari yapıda ve eğitim alanında çok ciddi adımlar atıldı. Ancak hala dokunulmayan ya da çok az dokunulan üst kurumlar var.
Özellikle ekonomi üzerinde ciddi etkisi olan TMSF, BBDK ve SPK gibi kurumlarla ilgili kaygılar giderek artıyor.
Örneğin TMSF... Son 20 yıldır banka operasyonlarında ciddi rolü olan var. Şimdi aktif olarak şirketleri yönetecek bir döneme giriyor.
FETÖ eksenli el konulan çok sayıda şirket TMSF'ye devrediliyor. 90'lı yılların sonunda el konulan bankalar operasyonunda da etkin rol oynayan TMSF'ye o günden bu yana FETÖ unsurlarının sızmaması mümkün değil.
Ne yaptıkları, nasıl bir rol üstlendikleri de bilinmiyor. Etkili bazı isimlerin 20 yılı aşkın süre TMSF'de olmaları dikkat çekici. 17-25 Aralık veya 15 Temmuz Darbesi sonrası da TMSF'de çok az değişimden söz ediliyor.
Önümüzdeki günlerde önemli şirketleri yönetmeye başlayacak TMSF'de bir değişim olup olmayacağı merak ediliyor.
Yüksek Seçim Kurulu
15 Temmuz sonrası ilgiyle izlenen bir kurumda Yüksek Seçim Kurulu(YSK). Bu süreçte birçokkurum FETÖ operasyonlarından nasibinialırken, TMSF gibi henüz gündeme gelmeyenve dokunulmayan bir kurum da Yüksek SeçimKurulu...
Her seçim öncesi uygulamaları en çok eleştirilen, "Paralel Yapı"yla ilişkili diye zaman zaman suçlanan YSK'da hiç hareketin olmaması düşündürücü.
Çünkü geçmişte bu kurumu, başbakanlar, bakanlar ve parti yetkilileri de sert eleştirdi.
Herkesin kafasında da ister istemez şu soru vardı; KPSS'de ÖSYM'de her şeyi yapan FETÖ'cü zihniyetin seçimler nedeniyle ülkenin kaderini elinde tutan YSK gibi önemli bir kurumu boş bırakması mümkün mü?
Her seçim döneminde tartışılan hatta bazen seçim süreçlerine müdahale ettiği bile ileri sürülen YSK gibi önemli bir kurumda son durum ne?
FETÖ'cü bir yapılanma var mı varsa onlara yönelik ne yapılıyor?
AHMET HAKAN'IN YAKALADIĞI MÜTHİŞ AYRINTI Ahmet Hakan, FETÖ lideri Gülen'le görüşen ilk CHP'li olarak beni yazmışsın.
Müthiş ayrıntıyı da "Sizin İsmail Saymaz"yakalamış... Tebrik ediyorum. Umarım "Sizinİsmail", son gidenleri ve 17-25 Aralık sonrasıCHP'lilerin sahte belge-bilgi alışverişini de yakalar.
Hatta o bilgilerle nasıl faka bastıklarını da önce sana anlatır.
Şu CHP üyeliği meselesine de açıklık getirelim.
2007 yılında yaşanan 367 hokkabazlığından sonra CHP Bakırköy üyeliğinden istifa ettim. Ama CHP beni üye göstermeye devam etmiş, vazgeçilmez bulmuşlar herhalde. Ne yapalım, o onların sorunu. Beşiktaş ilçeye hiç uğramadığım halde oranın üyesi olarak göstermişler.
Olay bu...
Mesele aslında CHP gibi "Laik-Kemalist"olduğunu söyleyen bir partinin FETÖ'yle, yüzünegözüne bulaştırdığı kirli ilişkisi... Bu da yenideğil, Baykal komplosuyla harekete geçti,17-25 Aralık sonrası had safhaya ulaştı.
Abant Toplantıları'na katılan ErdoğanToprak'tan milletvekilleri Aykan Aydemir veFaik Tunay'a hatta Kılıçadoğlu'nun danışmanlarınakadar uzandı.
FETÖ yapılanmasını içeriden bilen eski Gürcistan Koordinatörü Hayati Küçük şöyle diyor: "Kemal Bey'e çok iyi bakmak lazım. FETÖ CHP'de ihtilal yaptı. Bu süreçlerinhepsi operasyonel hareketlerdir."
Kurban Bayramı'nızı kutluyor, bayramın ülkemize ve dünyaya barış ve huzur getirmesini diliyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.