Dünyanın birçok ülkesinde küresel güçler zaman zaman iktidarları değiştiren operasyonlar yaptılar ama hiçbirinde ihanet derecesi bu kadar yüksek olmadı. Fethullahçı Terör Örgütü'nün bu ülkeye yaşattığı sömürge ülkelerde bile olmadı. Haşhaşiler bile bu kadarını yapmamıştı.
Küresel sistemin yetiştirmesi yeni bir iç ihanet şebekesiyle karşı karşıyayız. Küresel emperyalist sistem, İslam ülkeleri başta olmak üzere azgelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerde eğitim ve istihbarat üzerinden yeni bir işbirlikçi sınıf oluşturuyor. FETÖ bu bürokratik sınıfın örgütü olarak, Türkiye'den Brezilya'ya, Kırgızistan'dan Güney Afrika'ya her yerde var.
Bu nedenle sadece bizi değil birçok ülkeyi tehdit eden, "DerinAmerika"nın 21'inci yüzyıl projesidir. Bu karanlık projenin temeli de büyük olasılıkla 70'lerde Türkiye'de atıldı. Oradan dünyaya yayıldı.
Şimdi de ilk büyük hesaplaşma yineburada, Türkiye'de oluyor. Türkiye'nin buiç işgalci kuvvetine karşı başarısı diğer ülkeleride etkileyecek. Aslında birkaç yıl önce Türkiyebu mücadeleye başladı. Ama doğru dürüstmücadele edemediğini 15 Temmuz'daki kanlısaldırıyla gördük.
O saldırıyla ilk kez genç veya yaşlı, orgeneral veya teğmen fark etmiyor, o yapıda yer alanların bir anda nasıl katile dönüştüklerine de tanık olduk. Oysa topluma onlar "altınnesil" olarak sunulmuştu. O neslin öncüleri ise "Abiler veya Ablalar"dı. Evlerde, okullarda, yurtlarda genç çocuklara ilk zehri şırınga eden onlardı.
Onların rahle-i tedrisinden geçen ve sonra karşımıza savcı, yargıç ve polis olarak çıkanların neler yaptığını, özel hayatlara nasıl girdiklerini, sahte belgelerle nasıl kumpas kurduklarını, suçsuz insanları nasıl içeri attıklarını daha önce gördük. Şimdi de onların asker kıyafeti içinde apoletli teröristlere dönüştüğüne tanık olduk. Ve bunların hepsi de ağırlıkla "Abiler" ve "İmamlar"dı.
Peki, devletin kılcal damarlarına kadar sızan, parlamentoyu bombalayan ve halka kurşun sıkanların "Ablaları" yani "İmameleri" nerede? Yapıyı iyi bilenlerin söylediğine göre örgütün genişlemesinde ve kurumlarda kök salmasında sayısı erkeklerden az olmayan "kadınların" rolü çok büyük.
Evliliklerin de örgüt içi yapıldığı düşünülürse kadınların bu yapıdaki yeri hiç küçümsenemez.
Eski bir FETÖ üyesi şöyle diyor: "Cemaatte kadının rolü çok önemlidir. Yurtlarda başlar bu. Anadolu'dan gelengenç kızların büyük çoğunluğu FETÖyurtlarında kalır. Örgütün genişlemesinikadınlar sağlıyor. Kurumlara bakın karı kocaaynı yerde çalışırlar. Şu çok önemli, yapıda birkaymakam kesinlikle kendi başına evlenemez. Bir katalog sistemi var. Evlenme zamanı gelen erkek, o kataloğu görür ve seçim yapar. Bir nevi görücü usulü. Tabii bir de gizlenmekiçin kripto evlilikler var." Eski FETÖ üyesi kadınlarla ilgili şu tespiti de yapıyor: "Her kurumun, her ülkeninbir abisi bir imamı varsa bir de ablasıvar. Onların dokunulmazlığı olmadığınagöre neden onların inlerine girilmiyor? Daha vahim bir sorun yaşanmaması içingüvenlik güçlerinin bu konuyu dikkatealmasında yarar var."
Kadınların bu kirli yapının kilit unsuruolduğu biliniyor... Peki, 15 Temmuz'dakiterörist saldırı da dahil "Ablalar"ın hiçortalarda görünmemesi ilginç değil mi? Ortaya çıkan tutuklamalarda tek bir pilot kadın dışında kimsecikler yok.
Peki, bu Ablalar nerede?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.