Selçuk'dan Osmanlı'ya ve bugün Cumhuriyetimize, bizi Milletyapan, Türklüğün en kadimdeğerleri adalet, eşitlik, iyilik, insanlık ve hoşgörüdür. Bu nedenle, 300 bin şehit verdiğimiz Çanakkale Destanı'nda, 200 bin kaybı olan Anzakların annelerine 'onlar artık bizim de evladımızdır' demişizdir. Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'yu işgal eden ve 9 Eylül'de denize döktüğümüz Yunanistan'la Ege'yi bir barış denizi yapmak için 6 sene sonra önemli adımlar atılmış, Venizelos Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermiştir. Aramızda zaman zaman tırmanan anlaşmazlıklara rağmen, Türkiye Yunanistan'ın hem NATO'ya dönüşünün önünü açmıştır, hem de Karadeniz Ekonomik İşbirliği'ne (KEİ) davet etmiştir. Günü gelmiştir, Türkiye, tohumları 1955'de atılmış bir işbirliği arayışını D-8 seviyesine taşıyarak, çok geniş bir coğrafyada ekonomi, ticaret, yatırım odaklı yepyeni bir işbirliğinin lideri olmuştur.
Türkiye'nin tüm bir Türk Coğrafyasına, tüm bir Türk Dünyasına ağabeyiliği, liderliği, Avrasya'nın bugün ve geleceğine sahip çıkma becerisinin Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile en üst mertebede vücut bulmuş olması paha biçilmez bir başarıdır. Türklüğün kadim değerlerinin üzerine inşa edilen Cumhuriyetimizin dış politikası ve yüksek diplomasi kabiliyeti, küresel ve bölgesel ölçekte sürdürülebilir barış ve kalkınma için Ülkemizin üstleneceği oyunkurucu rolün tüm gerçekliğine bağlı olarak, önemli devlet adamlarımızla yükselen ekonomiler ve gelişmekte olan ülkelerce kabul görmüş, ilham kaynağı olmuş süreçlere, platformlara ve projelere dönüşmüştür. Bununla birlikte, Türkiye'nin dünya siyasetindeki söz konusu paha biçilmez rolünü daha da anlamlı kılacak, daha da güçlendirecek olan husus hiç şüphesiz ki ekonomikbaşarılarımızdır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde, 22 yılda Türkiye Ekonomisi'nin 240milyar dolardan 1 trilyon 300 milyardoların üzerine taşınması, dünyada 1 trilyon doları aşabilmeyi başarmış 19 ülke arasında yer almak, Türkiye'nin küresel ve bölgesel barışın teminatı olma rolünü daha da güçlendirmiştir. Öyle ki, Ülkemizin 'yumuşak güç' kurumları TİKA'mız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız (YTB) ve Yunus Emre Enstitümüz (YEE) ile dünyanın her noktasında yürütülen geniş ufuklu projeler ve insanı dokunuşlar, Türkiye'nin adalet, eşitlik, iyilik, insanlık ve hoşgörüye dayalı yaklaşımının kıymeti noktasında, Ülkemizin sürdürülebilir barış ve kalkınmaya odaklı diplomatik çalışmalarına güçlü bir kapsayıcılık kazandırmıştır. Cumhurbaşkanımızın güçlü, samimi ve kararlı liderliği geniş coğrafyalarda ilham kaynağı olmuş, moral vermiş, yüzleri güldürmüş; Türkiye'nin Balkanlardan Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Güney Doğu Asya'ya ve Latin Amerika'ya uzanan geniş bir coğrafyada anlamına, ehemmiyetine güç katmıştır.
Bugün, Somali ve Etiyopya'yı, ülkelerini daha parlak bir geleceğe taşımak, Afrika'da kalıcı barışı tahkim etmek adına, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yepyeni bir döneme taşıyacak bir sürece öncülük etmek, Kafkasya'da kalıcı barış adına Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış görüşmelerinde kolaylaştırıcı rolde olmak, Rusya- Ukrayna Savaşı'nı sonlandıracak şekilde inisiyatif almak, Suriye'nin toprak bütünlüğü korunarak yeni bir geleceğin inşasında etkin rol üstlenmek, Irak'ın toprak bütünlüğü ve sürdürülebilir kalkınması adına birlikte değerli proje ve işbirliklerine imza atmak, sadece bir çırpıda Türkiye'nin küresel ve bölgesel barışın teminatı adına üstlendiği ve gelecekte üstlenmeyi sürdüreceği güçlü role tarihe not düşülerek paylaşılabilecek örneklerdir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.