Reel sektörümüz, uzunca bir süredir gündeminde olması gereken bir konuyu beyninin gerilerine iterek, görmemezlikten geliyor. Bu konu şirket birleşme ve satın almaları. 21. Yüzyıl'ın hayli sert 'küresel rekabet'ortamı, dünyanın her yerinde şirketleri, firmaları kapasitelerini daha da büyütmeye; yeni beceriler, yeni uzmanlaşma alanlarıyla hareket kabiliyeti kazandırmaya; bilhassa 'ölçek ekonomisi'nin avantajlarından yararlanmaya zorluyor. Bununla birlikte, şirketleri, firmaları birleşme ve satın almaya özendiren bir başka önemli gerekçenin şirketlerin 'finansallar'ını da bir araya getirmek olduğu unutulmamalı. Önümüzdeki dönem, şirketlerin 'sürdürülebilirlik' kültürünü oluşturmaları, sürdürülebilir bir ortamı yakalamaları adına, öz kaynaklarını ve yatırım kabiliyetlerini de geliştirip, güçlendirmelerini gerektiriyor. 'Kovid-19' küresel virüs salgını, hiç şüphesiz ki, bu süreci daha da hızlandıran bir etkiye sebep oldu. Sağlık endüstrisinden haberleşmeye, savunma ve uzay çalışmalarından gastronomiye, dijitalleşmenin alt yapısını oluşturan sektörlerden ağırlama endüstrisine, pek çok sektörde bu sürecin katlanarak büyüdüğünü gözlemleyeceğiz.
Nitekim, 2000'li yılların başlarından itibaren, otomotiv, havacılık, beyaz ve elektronik eşya endüstrilerinde birleşme ve satın alma trendinin hızlandığını birlikte gözlemledik. internet ve teknoloji dünyasının önde gelen şirketleri ile dijital platform şirketleri de son 15 yılı yoğun birleşme ve satın almalarla geçirdi. Önümüzdeki dönem, konvansiyonel ticaret ve e-ticaret alanında, bilhassa perakende ve toptan ticaret alanındaki şirketlerin de, küresel ölçekte ağırlama endüstrisinin önde gelen otel, restoran ve hızlıyeme-paket servis şirketlerinin de, lojistik endüstrisinin önemli oyuncularının da birleşme ve satın almalara yoğun ağırlık vereceklere bir döneme işaret ediyor.
Türkiye Ekonomisi'nin, bilhassa küresel pandemi sonrasındaki 'yeni normal' döneminde, giderek baskısı daha fazla hissedilecek küresel rekabet ortamında sürdürülebilirliği, karlılığı, üretim ve yönetim becerilerini kalıcı kılmaları, güçlendirmeleri, Türk reel sektörünün de birleşme ve satın alma süreçlerini radarlarına almalarını kaçınılmaz kılmakta. Bu konuda, son 20 yılda önemli adımlar atmış olan Koç Grubu'nun ve Arçelik'in 'Hitachi' hamlesi bu sürecin önemli bir örneğini oluşturmakta.
Uluslararası haber ajansı Bloomberg'in haberi, sadece Avrupalı şirketlerin dahi, bu yıl 1.2trilyon dolarlık satın almaya imza attıklarını, 2020'nin bitirmekte olduğumuz son çeyreğinde, 2006'dan bu yana, son 14 yılın en yüksek birleşme ve satın alma işlemine imza attıklarına işaret ediyor. Anlaşılan o ki, yıl sonuna kadar devam edecek bu rekor adımlar, 2021'in de gündemini oluşturacak. Ekonomi yönetimimize, bilhassa 2021 için, şirket birleşme ve satın almalarını özendirici maliye ve direkt kontrol politikası tedbirleri öneririm.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.