Türkiye bir hafta içinde iki muhteşem coşku yaşadı.. Önce Demokrasi Destanı yazdı.. İçte dışta, ne dedikodular yapılır, ne komplo teorileri kurulurken, pırıl pırıl, tertemiz bir seçim yaptı.
Sonra G-20, yani Dünyanın EnGelişmiş 20 Ülkesi Liderleri'ninOsaka'da yaptığı toplantıdan zaferledöndü.
Peki ulusum, art arda gelen bu iki muhteşem olayın coşkusunu yaşadı mı?. Yaşayabildi mi?. Yaşattılar mı?.
Hayır!. Siyah beyazdan beter bölünmüşlük, ne yazık ki, en ulusal konularda, dış sorunlarda bile birleşmemizi önlüyor.
Medyamız bu demokrasi destanının, bu G-20 zaferinin coşkusunu yaşamıyor ve yaşatmıyor.
Bu ulusun umutlanma, neşelenme,coşma hakkı yok sanki..
80 yaşıma dek neler gördüm, neler yaşadım..
İsmet Paşa'nın iç, dış siyasal hayatının iki doruk noktası vardır.. Bütün ulusun birleştiği, hele CHP'li medyanın tarihe yazdığı iki doruk noktası..
Biri "tertemiz" 1950 seçimleri..
İkincisi, ülkemizi açık seçik tehdit eden o ünlü mektubu yazan ABD Başkanı Johnson'a "O zamandünya yeniden kurulur, Türkiyede bu yeni dünyada yerini alır" demesi..
Tüm ülke medyası, dünya medyasıyla beraber bu sözleri ezberletmişti, dosta düşmana.. CHP ve sol eğilimli gazeteler ve hele Amerika karşıtı "Tambağımsız demokratik Türkiye" sloganlı devrimci gençlik bu sözleri dağa taşa yazmıştı.
Şimdi "Tertemiz, pırıl pırıl50 seçimleri"ni haklı olarak destanlaştıran,"Yeni bir dünya kurulur,Türkiye de bu dünyada yerinialır" sözünü gene haklı olarak ülkeninUlusal Onur ve Gurur sloganıyapan ve her ikisinin de coşkusunutüm ulusa hâlâyaşatan medyaya,özellikle, CHP eğilimlimedyaya bakıyorum..
"Pırıl pırılseçim" lafı birinde,bir tekinde var daben mi duymadım,ben mi okumadım.. Oysa öncesinde ne komplo teorileri vardı, hele sosyal medyada?.
Peki G- 20 Toplantısı'nda, Türk liderin, Dünya 1 numarası ABD liderine, "S-400'lerialırsanız, ne yaptırımlar uygularız,bilesiniz" tehditleriyle Osaka'ya gelen Trump'a kafa tutması "S-400'ler satın alınmış, o defterkapanmıştır. Bitti" demesi ve o şımarık, o küstah, o kendini beğenmiş, o "Şöyle yaparım, böyle ederim" diyerek Osaka'ya gelen Trump'a, alttan aldırması bir ulusal zafer değil midir?.
"Türkler S-400olayında haklı.. Bizden Patriot istediler. Obama vermedi. Onlar da,ülke güvenlikleriiçin lazım olansavunma gücünüRuslar'dan aldılar"dedi Trump, karşısındapalavraya papuç bırakmayanve boyun eğmeyen bir "lider"olduğunu görünce.. Alttan aldı, eğildi.
"Erdoğan tough adam" dedi..
İngilizce yazdım bu sözcüğü.. Çünkü Türkçesi geniş bir yelpaze..
"Sert" demek.. "Sağlam" demek.. "Çetin.. Baş belası.. Kabadayı" demek.. "Sıkı" demek..
..Ve ekledi "Ama biz bu toughadamla iyi geçiniyoruz!."
Dikkat buyurun bu lafları, ErdoğanTrump için değil, Trump,kendisinden hesap soracakAmerika halkınahesap verebilmek uğruna,Erdoğan için söylüyor..
Amerika, dünyanın ve dünya liderlerinin önünde, Türkiye'ye karşı geri adım atıyor..
"O zaman dünya yeniden kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır" diyen İsmet Paşasözlerinin, alenen, resmen, gümbür gümbür gerçekleşmesi değil mi, bu diplomatik zafer?.
Trump'la el sıkışan Erdoğan, ayni gün Rusya lideri Putin'le buluşuyor.. Onunla da dost.. Onunla da yakın..
Bu harika bir G-20 zaferi değil mi?.
Daha dün kafa tutan Macron'unErdoğan'a nasıl koştuğunu, nasılgülerek kucakladığını ekranlardagörüyoruz.. Neden?. Neoldu Macron'a da, dahadün "Sen kimsin de buişe burnunu sokuyorsun"diyen Erdoğan'akoşarak gidiyor?.
Japonya'da nasıl ağırlandığını da gördük. Kaç dünya lideri ile baş başa konuştuğunu da..
Peki, bizdeki yankılar?.
"G-20'de TürkiyeZaferi" diye başlık gördünüzmü?.
Okudunuz mu, bir gerçek analiz yazısı, Türkiye için, Türk halkı adına yazılmış?.
Ama tam tersi vardı.
İğrenç saptırmalarla "Trump,Erdoğan ve Türkiye ile alay etti"diyenler, ulusuma bir nebze sevinci,gururu, coşkuyu çok görenler vardı.
Trump, görüşme yaptığı Türk heyetini eliyle işaret ederek, gülerek, çok dostane bir şaka yaptı ve "Bunlarçok iyi insanlar.. Bu kadar iyiinsanı Hollywood film setlerindegöremezsiniz" dedi..
Yani "Bu kadar iyi insan, çokiyimser Hollywood'un kurgufilmlerinde bile olmaz" dedi.. Dedikleri, ülkemizin en önemli bakanları.. Dışişleri Bakanı.. Kültür ve Turizm Bakanı.. Hazine ve Maliye Bakanı..
Bu sözden "alay etti" yorumunu çıkarmak için nasıl bir beyin olmalı insanda?.
İsmet Paşa, Cumhuriyet tarihinin gördüğü en belalı muhalifti. 40 mebusu ile iktidara kök söktürmüştü. Ama sorun "dış meseleler" olunca, nasıl kenetlenmemiz gerektiğini de göstermiş ve öğretmişti, hayatı boyunca.. Demek bazılarına öğretememiş..
Bu ülkede iktidar eğilimli her kurum ve kişiye "yandaş" diyenlerin asıl kendilerinin nasıl "yandaş" oldukları ortaya çıktı.
Ulusal bir zaferi yok etmek için çırpınan, halkıma "Ulusal bir coşkuyubir arada, gönül gönüleyaşama"yı çok gören yandaşlar..
Bir haftadır ülkemde ne güzellikler olurken, hepsine gözlerini kapayıp, günlerdir tekrar ede ede bıktırıp usandırdıkları, bölme, ayrıştırma, düşmanetme görüntülerini ana haber diye her akşam "güncel haber" diye utanmadan ekrana süren yandaşlar..
Erdoğan'dan nefret edebilirsiniz!. Erdoğan'a kin duyabilirsiniz..
Ama Osaka'da Erdoğan yok.. Türkiye Cumhuriyeti'nin lideri var.. Dünyaya kafa tutan, ödün vermeyen,tersine alttan aldıran,tükürdüğünü yalatan Türk liderivar!.
Ulusum, bırakın bu diplomatik zaferin keyfini, gururunu ve coşkusunu yaşasın!.
Felaket tellallığı yapmak için doldurduğunuz sayfa ve saatleri bir "Uluslararası Bayram Günü"nde unutun, ne olur!.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.