Algı zincirini kırmak…

İhsan, Mehmet, Remzi ve Mustafa'nın kahvaltı hazırlıkları ile meşgul olduğu sırada beraberinde Oğuz ve Hadi ile gelen Melih Bey, selam verdikten sonra takıldı:

- Kolay gelsin!.. Gören de muhteşem bir ziyafet hazırladığınızı düşünecek… İhsan:

- Kolay ise başına gelsin. Köyden gelecekler de olduğu için daha ciddi bir hazırlık yapalım dedik. Hem buranın reklamını da yapmış oluruz… İhsan, Selim'i merak etmişti:

- Selim yok ortalıkta. O bu işleri sever halbuki…

- Sevmez olur mu? O, özel sipariş ettiği böreklerle beraber simit ve ekmek almak için köye indi. Az sonra gelir…

Elleri kolları dolu halde gelen Selim, getirdiklerini teslim edip masaya yerleşirken keyifliydi:

- Hay maşallah. Epey misafirimiz var. Birçoğu da tatili fırsat bilip buraya kaçan İstanbullu yazlıkçılar. Bugün oldukça bereketli geçeceğe benzer… Böreklerimiz, simitlerimiz ve ekmeklerimiz de geldiğine göre, önce kahvaltımızı yapalım. Ardından sohbete başlarız inşallah…

Kahvaltı bitip keyif çayları içilirken söz alan İhsan:

- Cümleten hoş geldiniz!.. Davet ederken de kısaca söylediğim gibi, cumartesi sabahları kendi aramızda rutin olarak yaptığımız sabah sohbetini bugün biraz geniş kapsamlı yapma ve sizlerle de muhabbet etmek için bu kahvaltıyı düzenledik. Şimdi sözü, sohbetin idare etmesi için yarı emekli gazetecimiz Melih Bey'e bırakıyorum. Evet Melih Bey, söz sizin…

- Teşekkürler İhsan Bey… Arkadaşlar merhabalar. Zaman zaman buraya geldiğim için birçoğunuzla tanışıyoruz. Bugünkü buluşmamızın gayesi, 14 ve 28 Mayıs'ta yapılan seçimlerin bir değerlendirmesini yapıp yaklaşan 2024 mahalli seçimleri ile ilgili bir tür zihin jimnastiği yapmak… Çayların dağıtılmasını bekleyen Melih Bey, devam etti:

- Geçen hafta kendi aramızda konuşurken, neden Kılıçdaroğlu'nun kazanamamış olmasına sevindiğimize kafa yorduk. Ortaya çıkan tablo, eğer bahsi geçen kazansaydı birçok şeyin artık eskisi gibi olmayacağı idi. Seçimler öncesi yapılan iş birlikleri, takınılan tavırlar, verilen ya da verilmeyen sözler düşünüldüğünde, kim gelirse gelsin her şeyin alıştığımız gibi süreceği algısının yanlış olduğu ortaya çıktı öncelikle… İsmet, merakla sordu:

- Bu konuyu biraz açar mısınız?..

- Tabii. Savunma sanayimizi ele alalım mesela. 20 yıl önce yerlilik oranı yüzde 20'lerde iken şimdi yüzde 80'e ulaştığını biliyoruz. Kılıçdaroğlu kazansaydı aynı şekilde devam eder ve yerlilik oranı daha yükselir miydi sorusun cevabı ise maalesef olumsuz. Dahası, adı anılanın ülkemizin havacılık ve uzay sanayiini ABD'li bir şirkete devretme sözü verdiğini de biliyoruz. İttifak ortaklarının gözbebeğimiz olarak kabul ettiğimiz İHA ve SİHA'lara dokunacaklarını söylediklerini de. Sanki zaten yokmuş gibi rekabet ve benzeri sözlerin kılıf olduğu da aşikar… Selim, ilavede bulundu:

HİZMET ZİHNİYETİ KAZANMALI…
- Kayyım uygulamasının kaldırılması, sınır ötesi harekatların durdurulması, AB yerel özerklik şartlarının kabul edileceği yönündeki sözler, terör destek manasına geliyordu herhalde. PKK'lılar, Kılıçdaroğlu'nun kazanması halinde Suriye'nin kuzeyindeki statünün Türkiye'de de uygulanacağını bile söyleyebildiler… Melih Bey, devam etti:

- Evet. Söylenebilecek birçok başka şey de var ve hepsini sizler de biliyorsunuz. Netice olarak Benzemezler ittifakı kaybetti, hamdolsun. Şu anda da birbirlerini yemekle meşguller. Ancak kısa bir süre sonra yerel seçimler var ve ittifakın tekrar bir araya gelmesi durumunda, mesela İstanbul, Ankara gibi yerlerde durum kritik olabilir. AK Parti ve Cumhur İttifakındaki partilerin yapacakları, onların işi. Biz, 2019 seçimlerinde yaşananlar bir daha yaşanmasın diye yerel seçimler öncesi ailemizi, çevremizi ve dostlarımızı konunun önemi hakkında uyarmaya çalışmalıyız. Kazananların dertlerinin hizmet olmadığını iyice anladık çünkü... Masadakileri süzen Selim:

- O halde önceliğimiz herhalde İstanbul'u konuşmak olacak. Tatilcilerimiz zaten orada oturuyorlar, Mustafa, Remzi ve Mehmet ağabey de…

- Mesele siyasi tercihlerin ötesinde. Büyük bir algı operasyonuyla İstanbul'un başına gelenin hizmet etmek yerine adeta bir turist gibi dolaştığını ve şehre zerre kadar hizmet etmediğini, biliyoruz. İnsanlar seçerlerse bedelini ödesinler, demek mümkün. Ama bedeli hepimiz ödediğimiz gibi, oraya gelen kişi sanki büyük işler yapmış gibi daha yukarılara niyetlendi. Bunun için ailemiz ve çevremizden başlayıp algı zincirlerini kırmak gerek. Konumuz, ana hatlarıyla bu… Mehmet, düşünceliydi:

- Niyet güzel. Neticeye katkısı ne olur bilinmez ama yine de kendi çapımızda çevremizi asıl dikkat edilmesi gerekenler konusunda uyarmalıyız. Algılarla netice almaya alışanlar değil hizmeti amaç edinenlerin kazanması gerek. Bunun için, İstanbul'da 'her şey güzel olacak' diye başlayan yolculuğun bu aşamasında nelerin güzel olduğunu sorgulayarak başlayabiliriz… Melih Bey:

- İBB Başkanı'nın Beylikdüzü'ne başkan olmadan verdiği vaatlerden başlanabilir. 37 vaatten sadece ikisini yapabilen birisi İBB Başkanı yapıldı. 2019 İBB seçimleri için de yüzlerce vaatte bulundu elbette. Ancak bunlardan yapabildikleri söz verdiğinin yüzde 10'u bile değil. Bunları tespit edip, algılara göre hareket eden çevremizdekilere aktarmalıyız. En başta gelenleri, 5 yılda 100 bin kentsel dönüşüm ve 15 bin de sosyal konut, mesela. Şu ana kadar yapılabilen 3 bin civarında. Trafik, sağlık, gençlik, spor, aile ve benzeri vaatlerinde en ufak bir kıpırdama bile yok. İşin tuhafı, İmamoğlu'nın çok şey yapmış gibi davranması… Mustafa:

VAAT ÇOK İCRAAT YOK…
- Kurulduğu 1994'ten itibaren yılda en az 4-5 bin konut yapan KİPTAŞ'ın son 4 senede yapabildiği toplam konut sayısı 2 bin. Buranın genel müdürü, AK Parti döneminden daha iyi çalıştıklarını iddia edebiliyor üstelik. Ancak, AK Parti döneminde kaç konut yapılıyordu ya da siz kaç konut yaptınız sorularına cevap bile veremiyor. O da algı peşinde yani… İhsan:

- En ciddi konulardan birisi trafik. Geçenlerde bilimsel bir araştırmada okumuştum. İstanbul'un trafik yoğunluğu gün geçtikçe artıyor. Son 4 senede bu konuda yapılan bir şey olmadığı gibi geriye gidiş var… Selim, araya girdi:

- Yeni metro projesi yok, var olanların bir kısmını iptal etti ve bazılarının da tünellerini doldurttu. Bu arada, Dolmabahçe-Levazım arasındaki başta olmak üzere şehir trafiğini rahatlatacak bazı tünelleri de iptal etti… Melih Bey:

- İşten çok algıya önem veren, İBB bütçesinin önemli bir bölümünü tanıtıma ayıran ve bu arada diğer konularla ilgilenmeyen birisinin ya da aynı zihniyette bir kişinin İstanbul'a başkan olmasınız istemeyiz. İstanbul hakikaten kendisine hizmet edecek başkana ve kadrolara sahip olmayı hak eden bir şehir. Dolayısıyla bu konuda her birimiz üzerimize düşeni yapmalıyız… Remzi, Melih Bey'e:

- Biz elimizden geleni yapalım ama iş daha çok bu konuda objektif yayınlar yapacak medyaya düşüyor…

- Biz de elimizden geleni yapacağız tabii. Ancak sosyal medya üzerinden organize bir biçimde yayılan yalanları unutmamak gerek. Bunlarla en güzel mücadele ise bizim ailemiz ve çevremizde vereceğimiz mücadele. İBB Başkanı ne yaptı diye sorulunca 'Avrasya'yı, Marmaray'ı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü ve İstanbul Havalimanı'nı yaptı' diyebilen cahil bir kitlenin varlığını da unutmamak gerek… Çayını yudumlayan Melih Bey:

- İBB Başkanı'nın seçim öncesi verdiği yüzlerce sözü ve bunlarla ilgili olarak şimdiye kadar ne yapıp ne yapmadığını tespit etmek kolay. Bunu ben üstleniyorum. Tabii aynı şey Ankara ve benzeri diğer yerler için de geçerli… Selim takıldı:

- Dikkat ediyorum da hiç İzmir'den bahsetmiyorsunuz Melih Bey?..

- 'Lağım karışmış su içer yine de CHP'ye oy veririz' diyenlerin olduğu İzmir ve benzeri yerler hakkında ayrıca ve uzun uzun düşünmek gerek. Buraların vaktiyle Demokrat Parti, Adalet Partisi ve sonrasında Anavatan Partisi'ne teveccüh gösterdiklerini de unutmadan tabii… İhsan:

- Anlaşılan bu konuda daha çok konuşacak ve elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Haydi hayırlısı…