Selam verip arkadaşlarına katılan Melih Bey, masadaki Trabzon hurmalarını görünce, sordu:
- Görünüşleri çok güzel. Hanginizin bahçesinden?.. Selim:
- Mehmet ağabeyin bahçesinden. Birçok şeyin yanında 'Cennet Hurması' da yetiştirir ve mevsiminde bizlere ikram eder… Melih Bey'e çayını veren İhsan:
- Bu meyvenin yöresine göre bir sürü ismi var. Trabzon hurması, Japon hurması, Cennet hurması, Karaağaç hurması, Akdeniz hurması, amme, Fransız inciri ya da Frenk elması diyenler de var... Mehmet, gülerek:
- Bu bilgilere ben de katkıda bulunayım. Akdeniz, Marmara ve Karadeniz bölgelerimizde yetiştirilir. Demir içerdiği için kansızlığa, antioksidan oluşu ile kanserle mücadeleye, enerji verişiyle yorgunluğa, A vitamini içeriğiyle göz sağlığına iyi geldiği gibi bağışıklığı güçlendirir ve gastrit ve ülsere karşı da faydalıdır… Mustafa:
-Madem başlattınız, karaciğeri temizleme ve günlük C vitamini ihtiyacını karşılama özelliğini de ben ilave edeyim. Mümkün olduğunca, yaşını ya da kurusunu yemekte fayda var … Remzi:
- Tek başına eczane mübarek. O halde yemeye başlayalım, Afiyet şifa olsun… Hurmaları yerken, Selim:
- Evet, ABD'deki yarışı Trump kazandı. Başta Gazze meselesi ve tabii ki ülkemizle alakalı gelişmeler açısından, iyi mi yoksa kötü mü oldu?.. Melih Bey:
- Değerlendirme yapabilmek için henüz erken. Daha önce de konuşmuştuk, Trump ya da Harris, bizim açımızdan biraz 'kırk satır mı kırk katır mı?' gibi bir şeydi. Trump'un kazanmış olmasının avantajları yanında dezavantajları da var. Konuşulabilen birisi olması avantaj, ama öngörülemez olması, problem. Önceki başkanlık döneminde hırlaştığı sistemle, ikinci döneminde uyumlu gidip gitmeyeceğini de bilmiyoruz. Adaylığı dönemindeki suikast girişimlerinin bir tür mesaj olduğunu söyleyenler var. Dolayısıyla yürüyüşünü görmeden tahminde bulunmak zor. Yani 2025'in Ocak ayını bekleyeceğiz… İhsan:
- Bildik Cumhuriyetçi Demokrat ayrımı da artık manasını kaybetti sanki. Gazze konusunda Biden ve Harris çok kötü bir imtihan verdiler ve bu açıdan Trump'un ne yapacağı hakikaten önemli. Ama dediğiniz gibi tahminde bulunmak zor… Mehmet:
- ABD önemli bir güç ve istesek de istemesek de bölgemiz üzerinde ciddi etkileri var. Trump'un Amerika'yı önceleyen bir isim olması, İsrail karşısında belki biraz daha dik durabileceğini akla getiriyor. Ancak yakın geçmişte Kudüs'ü başkenti olarak tanıdığı İsrail'e Golan'ı bile hediye ettiğini de unutmamak gerekiyor tabii… Melih Bey:
- Adaylık döneminde savaşları durduracağını söyleyen Trump'un, adil olma vasfını tamamen kaybeden Amerika'yı tekrar adil bir güç haline getirmeyi isteyip istemeyeceği, asıl önemli konu. Adeta bir dev olan ülkesini küçücük İsrail'in kuklası olmaktan kurtarmaya çalışırsa, bir ümit var demektir. Ancak bunu yapmayı isteyip istemediğini bilmediğimiz gibi, çevresinin buna göz yumup yummayacağı da belirsiz… Remzi:
- Hakikaten gelişmeleri beklemekten başka yapabilecek bir şey yok. Trump'un yürüyüşünü görmemiz gerekecek anlaşılan. Hayırlısı olur inşallah… Bu arada, sayın Bahçeli'nin çıkışı sonrası hareketlenen içerideki gelişmelere ne diyorsunuz, Melih Bey?..
- Bölgedeki gelişmelerin, öncelikle terörün mutlaka bitirilmesi ve iç cephenin sağlam tutulması gerektiğine işaret ettiğini biliyoruz. Trump'un kazanması ile yaşanabilecek değişikliklerin neler olduğunu bilmesek de, Suriye'den çekilmeyi düşündüğü bir sır değil. Trump'un, PYD/YPG'ye destek için bahane olarak kullanılan DAEŞ'in, Obama döneminde bizzat ABD tarafından oluşturulduğunu söylediği de malum. Dolayısıyla bana öyle geliyor ki, Cumhurbaşkanımızın İç cepheyi sağlam tutalım demesi sonrası Devlet Bahçeli'nin ezber bozan girişimlerinin, birilerine köprüden önceki son çıkışta olduklarını hatırlatmak için yapıldığını düşünebiliriz… İhsan:
- Seçimler öncesi, ABD'nin bölgeden çekilme ihtimali sebebiyle PKK'nın ve PYD/YPG'nin yeni bir patron aradığını söyleyenlerin sayısı artmıştı. Afganistan'da ve sonrasında Irak'ta olup bitenler, benzerinin Suriye'de de yaşanabileceğini akla getiriyor zaten. Bu durumda, köprüden önceki son çıkış denilebilecek çağrılar, PKK ve uzantılarına yönelik çok daha ciddi hareketin başlayabileceğinin işareti gibi sanki?..
Bir gece ansızın…
- Mümkün. Suriye'nin kuzeyi ile ilgili daha önce ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalar gereği atılması gereken adımlar var. Aynı şekilde terörü tümüyle tesirsiz hale getirmek maksadıyla gerek Irak merkezi idaresi ve gerekse Kuzey Irak' ile anlaşmalı bir şekilde yürütülen harekatların daha da gelişmesi söz konusu olabilir. 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü her daim geçerli yani… Selim:
- Türkiye'nin Nisan'da belirli ölçüde sınırlayıp, Mayıs'ta tamamen sürdürdüğü İsrail'le ticareti halen sürdürdüğü iddialarına sosyal medyada çok sık rastlanır oldu. Ticaret Bakanlığı yok dedikçe, birileri var demeyi ve birtakım listeler yayınlamayı sürdürüyor. Bu konunun aslı nedir?..
- İsrail'in yönlendirdiği bazı mihraklar, yalan olduğu hemen anlaşılabilecek birtakım iddialarla kafaları karıştırmaya çabalıyorlar. Üzücü olan, devletin resmi rakamlarına ulaşmak çok kolay olduğu halde, bunlara bakmaya üşenip, birilerinin uydurduğu listeler üzerinden akılları sıra siyasi rant sağlamaya çalışanlar. Bu konuda en sağlıklı kaynak TÜİK. İnternete girildiğinde İsrail'le ticaretin 2024 Mayıs itibariyle tamamen durduğu görülüyor… İhsan:
- Yalancıların en çok kullandığı argümanlardan birisi de Filistin Devleti ile ticaret. İsrail'le yapılmayan ticaretin bu devlet üzerinden ya da başka şekillerde yapıldığını ileri sürüyorlar…
- Filistin Devleti ile yapılan ticaretin büyük bölümü daha önce İsrail üzerinden yapılıyordu. Mayıs'ta alınan ticareti kesme kararı sonrası, ticaret doğrudan Filistin Devleti ile yapılmaya başlandığı için rakamlar biraz yükselince, kafa karıştırmaya çalışanlara gün doğdu. Unutmayalım ki Batı Şeria'da iki milyonun üzerinde Filistinli yaşıyor ve bunlar ihtiyaçlarının büyük kısmını Türkiye'den sağlıyorlar… Selim:
- Bir de yakıt meselesi var. Bu arada Bakü Ceyhan hattını da dillerine doluyorlar…
- Öncelikle, birçok silah ve mühimmat yanında İsrail'in jet yakıtını da ABD karşılıyor. Bakü Ceyhan hattı ise bizim değil. Sadece işletmesine yüzde 6 ortak olduğumuz bir hat ve oradan akan petrol de başta BP olmak üzere küresel petrol şirketlerine ait. Ceyhan'a gelen petrol buradan tankerlerle birçok ülkeye gidiyor. Mesele şu ki, buradan alınan petrolün nereye gideceğini kontrol yetkimiz olmadığı gibi, bir BM kararı olmadan İsrail'e yönelik herhangi bir kısıtlama getirme imkanımız da yok… Mehmet:
- Bekara hanım boşamak kolay gelir lafındaki gibi. Bu hatla alakalı herhangi bir müdahalenin ciddi yaptırımları da vardır muhtemelen…
- Tabii. Bu, bir yönüyle Türkiye'nin enerji terminali olma çabasıyla da ilgili. Mesele, sadece eleştirmek için cımbızla malzeme arayanların buldukları malzemeyi yalanlarla destekleyip, algı oluşturmaları. En üzücü tarafı da, İsrail konusunda aynı kanaatlere sahip olanlar arasında İsrail yandaşlarının uydurduğu yalanlar üzerinden çıkarılabilen tartışmalar. Halbuki, dünyanın bütün ülkeleriyle ticaret yapan ülkemizin bütün verileri şeffaf. Özellikle iyi niyetli olanların karınlarından konuşmalarına gerek yok... Selim:
- Gazze konusunda Cumhurbaşkanımızın 'bilinenlerin dışında şeyler yaptık, yapıyoruz ve yapacağız' demişti. Özellikle 1992-1995 arasında Bosna ile ilgili gelişmeleri de bildikleri için bu sözlerin ne manaya geldiğini iyi bilenlerin bile siyaset yapıyoruz diye devleti karalamaya çalışmaları, üzücü…
- Haklısın Selim. Söylenebilecek şeyler yanında söylenemeyecek olanlar da vardır. Konuyu kanırtan birileri aslında iyilik yaptıklarını düşünürlerken kötülük yaptıklarının farkında bile değiller belki… İhsan:
- Cenab-ı Hak, bütün gelişmeleri ülkemiz, milletimiz ve başta Gazze olmak üzere bölgemiz için hayırlara vesile kılsın…
- Amin…