Birleşmiş Milletler tarafından var edildiği halde, kuruluşundan itibaren bu kuruluşun prensiplerini tanımayan ve kendisi ile ilgili 'alabildiği' kararları takmayan İsrail'in, BM Genel Sekreteri'ni 'istenmeyen adam' ilan edip ülkeye girişini yasaklaması, ironik. Adeta babasını reddeden evlat durumuyla karşı karşıyayız… Yahudilerin bir kısmının, dünya hakimiyetini hedefledikleri ve öncelikle Filistin'de bir Yahudi devleti kurup ardından kendilerine vaat edildiğine inandıkları topraklara yayılmayı planladıkları, yaygın olarak 1900'ün ilk yıllarında konuşulmaya başlanmış, konuyu gündeme getirenler paranoyak olmakla suçlanmıştı.
Bundan sonrası, bir yanda Siyonistleri dünya hakimiyetine götürecek yol haritası olduğu söylenen ve 1900'lerde ortaya çıkan 'Siyonist Liderlerin Protokolleri' başlıklı metnin uydurma olduğunu ispatlama yarışı sürerken, bir yanda da Protokollerde yazanların gerçekleşmesine sahne oldu.
Yirminci Yüzyılın başlarında Siyonistlerin İsrail ve büyük İsrail gibi hedeflerini tartışanları komploculukla itham edenler, 1948'de İsrail'in kurulmasına şaşırdılar mı, bilinmez. Şimdilerde İsrail'in bölgede yayılıp, kendilerine vat edildiğine inandıkları toprakları ele geçirme hesaplarını komplo diyerek geçiştirmeye çalışanların, doğrudan Siyonist uşağı oldukları ise tartışmasız.
Yakın zamana kadar Siyonizm ve vadedilmiş topraklardan bahsedenleri 'paranoyak' olmakla itham eden, hatta düpedüz ti'ye alanlardan bazılarının, 'paranoyak olman takip edilmediğin manasına gelmez' diyerek, konunun ciddiyetini kavramış olmaları, ümit verici.
Ancak, 1903'de Rusya'da, St. Petersburg Znamya (Manşet) gazetesinde kısaltılmış bir şekli yayınlanıp sonrasında kitap olarak ortaya çıkan Siyonist Protokoller'de öngörülen birçok şeyin gerçekleşmesi, sadece bölgemizin değil bütün dünyanın dikkat etmesi gereken gelişmeler yaşandığına delil.
Aralarında Siyonistler ve benzer zihniyetteki Evangelistler gittikçe çoğalan Hıristiyanların, İsrail'e hizmette yarışmaları, şaşırtıcı. Aslında Yahudilere, Hz. İsa'ya yaptıkları sebebiyle düşman yani Antisemit oldukları bilinen Hıristiyanların, kavramlarla oynanarak İsrail'e hizmete gönüllü hale getirilmeleri, Protokollerde öngörülenlerin gerçekleştirildiğin ispatlarından.
Sadece 8. Protokoldeki, 'sorumlu mevkileri bir süre için, geçmişi ve şöhreti halk ile aralarında uçurumlar oluşturan kişilere teslim edeceğiz' maddesinin, Başta ABD Batılı liderlerin durumunu özetlemesi, konunun önemli bir ayrıntısı.
Bin bir rezillikle dolu Epstein dosyasında isimleri geçenlerin, yok edileceklerini bildikleri için İsrail'e hizmette yarışmaları, boşuna değil.
Mezar taşına, 'hastayım dedim inanmadınız, bak ne oldu şimdi!..' yazdırdığı söylenen adam fıkrası, Karadenizlilere mal edilse de aslında mevcut durumun net bir izahı…