Dışarıdaki 'dostları' ile birlikte 'AK Parti iktidarını göndermek' için çalışanların, sonrası için ne yapmayı düşündükleri ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Talimatlar genellikle dışarıdan geldiği için herhalde onlar da aynı durumda.
Bir zamanlar iktidara yakın iken çeşitli sebeplerle kenarda kalan ya da bırakılanlar da aynı durumda. İktidar gitsin diyor ama sonrası hakkında fikir beyan edemiyorlar. Bunların bariz vasıfları, vaktiyle bulundukları konumlara kendi çabalarıyla geldiklerini ve o dönemdeki başarıların kendi eserleri olduğunu zannetmeleri…
Asıl problem, yaşananlara karşı daha da sağlam durulması gereken bir zamanda kötümserlik illetine duçar olanlar… Olup bitenler konusunda etraflarına bakarak fikir sahibi olmaları beklenen bu kesim, oluşturulan yanlış algılar sebebiyle nerdeyse ümitsizliğe düşmüş durumda…
Kendi ayaklarımız üzerinde durma kararlılığımız sebebiyle, başta ekonomi olmak üzere birçok sahada saldırılarla karşı karşıya olduğumuz malum. Saldırılara karşı mücadele sırasında ufak-tefek kayıpların kaçınılmaz olduğu da...
Esas bilinmesi gereken ise mücadele etmeyi bırakırsak, şartların bugünkünden belki on kere daha ağır hale gelebileceği. İstediklerini yapmadığımız için bizi hırpalamaya çalışanların, istediklerini yapanlar işbaşına gelirse sınır tanımayacaklarını tahmin etmek zor değil.
Türkiye'yi 'hizaya sokmaya' çalışanların, ülkemizin ve milletimizin refahını istediklerini zannedebilecek kadar saf değiliz, çok şükür.
Yapılan her şeye karşı çıkan ve bir şeyler yapmak yerine var olanı yıkmaya odaklananların işine yarayacak tavırlar, hep beraber kaybetmemiz demek.
Her meselenin olumsuz taraflarına bakıp kötümserliğe kapılmak yerine sahip olduğumuz kazanımlara dikkat kesilmek ve bunları muhafaza etmek kaydıyla daha iyilerine ulaşma yolları aramak, herhalde temel hedef olmalı.
Mevcut problemlerin diğer ülkelerde daha vahim olduğunu unutmamak ve daha iyi hale gelebilmek için yapılabileceklere kafa yormak yerine hepimize kaybettirmeyi hedefleyenlerin değirmenine su taşımanın kimseye faydası yok.
Türkiye'nin son 19 yılı istenirse her şeyin yapılabileceğine dair örneklerle dolu. Bir zamanlar hayal etmekte bile zorlandığımız imkanlara sahibiz. Sıkıntılarımızın sebebi de, bunları bize fazla görenlerin saldırıları.
Felaket tellallığı yapanları dinleyip efkarlanmak yerine, kendimizce bir durum değerlendirmesi yapalım ve 'sağlık, ekonomi, eğitim, bayındırlık ve birçok sahada dün nerede idik bugün neredeyiz?' sorularına objektif cevaplar arayalım, mesela. O zaman, yanlış algılar üzerinden siyaset yapanların aslında iyiliğimizi değil kötülüğümüzü istediklerini anlayabiliriz…
Sözün kısası: Bindiğimiz dalı kesmeyelim…