Yan masadaki kalabalık gruptan birisi, heyecanla anlatıyor: 'Halamın oğlu söyledi. Suriyeliler, devlet kendilerine maaş verdiği için çalışmıyor, hatta para bile biriktirebiliyorlarmış. Gençleri üniversiteye imtihansız girermiş ve hastanelerde sıra filan da beklemiyorlarmış…'
Dinleyenlerden birisi: 'Anlatan bunları uydurmuş, yok böyle bir şey' diyerek, 'Suriyelilerden bazılarına AB kaynaklı aylık 115'er TL ödeme yapıldığını, üniversiteye imtihansız girmediklerini, hastanelerde herhangi bir öncelikleri olmadığını' söyleyince, konu değişiyor. Ancak belli ki içlerinden bazılarının kafasında soru işaretleri oluşmuş durumda.
İnsanımızın kafasını karıştırmak için algı oluşturmaya çalışanların uydurdukları bu türden yalanların sosyal medya başta olmak üzere çok yaygın olduğu bir gerçek.
Neler söylemiyorlar ki?.. Suriyelilerin elektrik su faturası ödemedikleri, esnaflık yapanlarından vergi alınmadığı, arabaları için vergi vermedikleri, istedikleri yerde çalışabildikleri, memur olarak işe alındıkları, öğretmenlik yaptıkları, çoğuna vatandaşlık verildiği, yakında hepsinin vatandaşlığa alınacağı ve daha birçok şey…
Bunların gerçek olmadığı ve birtakım mihraklarca üretilmiş yalanlardan ibaret olduğu bilinse de o kadar çok yalan söyleniyor ve o kadar çok tekrarlanıyor ki, çok sayıda insan bunlardan etkilenebiliyor.
Yalanlar zaten hızlı yayılırken, üzerinde çalışılarak hazırlanmış olanlar çok daha hızlı bir biçimde yayılabiliyor. Yalanla mücadele konusunda, gerçeklerin sıklıkla dile getirilmesi ile mümkün olduğu kadar çok insanın bilgi sahibi olması, önemli.
Ancak, yüzleri kızarmadan yalan söyleyebilenlerin tutmadığını gördükleri yalanlar yerine hemen yenisini dolaşıma sokması, mücadeleyi zorlaştıran unsurlardan.
Suriyeliler konusunda yalanlara, şimdi de Afganlılarla alakalı yalanlar eklenmeye başlandı.
Afganistan'dan çekileceğini söyleyen ABD'nin yaptığı açıklamalar temel alınarak uydurulan yalanlar, başta ABD olmak üzere Batı tarafından fonlananlarca yayılıyor.
Türkiye'yi yönetenlerin düzensiz göç hareketlerine karşı gereken tedbirleri aldıkları ve ülkemizi yolgeçen hanı olarak kullanmaya çalışanların sınırlarda duvarlarla karşılaştıkları, bilinen bir gerçek. Açıklanan rakamlar da bunun ispatı.
Suriyeliler, Afganlılar ya da başka konularda adeta bir fabrika gibi yalanlar üretenlerin esas derdinin ülkemizi zayıf göstermek olduğunu unutmamalıyız.
Bulundukları makamın hakkını verebilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışan yöneticilerimizi dinleyip, kafamızı karıştırmaya çalışanlara prim vermemek, konunun en önemli yanlarından.