Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasını protesto gerekçesi ile organize edilen eylemlerin, yeni ve farklı
"enfekte alanlar" üretilmesi riskiyle de değerlendirilmesinde fayda var.
Yani...
Boğaziçi'nden yeni bir
"Gezi!" çıkarma çabası karşısında dikkatli olma gereği kadar, güncel kurgunun geleceğe dair boyutları üzerinde de düşünmek zorundayız.
Görünen o ki...
Değişik toplum kesimlerinin değişik yerlerde, değişik zamanlarda, değişik gerekçelerle hareketlendirilmesi niyeti de söz konusu.
Bunu, sistematik sokak çağrılarından da anlıyoruz!
"Amaçları nedir?" sorusunun çerçeve
cevapları da belli.
Demokratik tepkiye
tolerans gösterilmediği
iddiası.
Güvenlikçi politikalara
ağırlık verildiği
söylemi.
Ülkenin enerjisini
boşa tüketme gayreti!
Reform iradesini
açığa düşürme hedefi.
Ve nihayet...
Türkiye'yi dış
müdahaleler veya siyasi
beyanlar için uygun
ülkeye dönüştürme
planı!
'Gençler ve örgütçüler' ayrımı!
Boğaziçi olayları bağlamında üniversite gençliğinin terörist olarak nitelendirildiğine dönük tartışmalar hayli hararetli devam ediyor.
Burada, iletişim dilinin gücü kadar zayıflıkları da ön plana çıkıyor.
Bir başka anlatımla...
Şiddete evrilmeyen protesto gösterilerine katılan gençliğin,
profesyonel eylemcilerden ayrıştırılması gerekiyor. Zor görünse de güvenlik ve istihbarat birimleri için bu eleme mümkün.
Muhtelif terör örgütlerinin çağrısı ile yapılan yasa dışı eylemlerin müdavimleri, tabii ki devletin kayıtlarında duruyor. Bu tipler,
manipüle edecekleri her fırsatı, her an, her yerde kullanabiliyor. Ustaca diğer gençlerin arasına karışabiliyor. Veya o gençlerin içinden de marjinal gruplara aidiyeti bilinenler sahneye çıkıveriyor.
Günün sonunda, gençlerin
"protest kimliklerini" adeta esir alan örgütlü gruplar yüzlerce, binlerce masumu ve heyecanını istismar edebiliyor. Böyle olduğu içindir ki
kitle psikolojisini sevk ve idare etmeyi bilen karanlık aktörler, olduklarından da etkin hale gelebiliyor.
Yasal bir işleme, yine yasal sınırlar içinde tepkisini ifade edenler, yasa dışı karakteriyle bilinenlerle yan yana düştükçe, sahada izler birbirine karışabiliyor. Emniyet birimleri
meşru güç kullanma yetkisi dahilinde inisiyatif aldıkça zan altında bırakılabiliyor. Anlık bir görüntü veya senaryo, bir klip, tüm sürecin sembolü haline dönüştürülebiliyor. İster istemez kamu otoritesi örselenebiliyor. Kamu düzenine karşıt olanlar ise belirli kamuoyu unsurlarınca himaye edilebiliyor!
Özetle...
"Proaktif politikaları, titiz söylemi, gençlerin iknasını, örgütçülerin ayıklanmasını" içeren koordinasyon
gerekiyor.
Mesele sadece emniyeti de ilgilendirmiyor!
Siyaset kurumunun da görünür beyanların yanında arka plan diplomasisi ile bu gençleri kazanması önem taşıyor!