Elazığ ve Malatya depremi, bu milletin asil özelliklerini cümle âleme bir kez daha gösterdi. Diyarbakır'da, evlatlarını terörün pençesinden kurtarmak için nöbet tutan o aslan yürekli Anadolu kadınları, büyük sarsıntıyı öğrenir öğrenmez soluğu Elazığ'da aldılar. Dayanışma ruhunu ve samimiyetini hepimize yaşattılar.
Annem 42 yaşında vefat etti. Mekânı Cennet olsun. Anneler, kutsaldır. Ne kadar büyürlerse büyüsünler, hangi makama gelirlerse gelsinler, annelerin gözünde onlar hep çocuk kalırlar. Anne sevgisi de bambaşkadır. Bunun çarpıcı bir örneğine, Afrika seyahati dönüşü TUR uçağında tanıklık ettim.
Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan, röportaj yapılan bölüme geldiğinde, masaya telefonunu bıraktı. O saniye dikkatimi çekti. Ekranda, Cumhurbaşkanımızın annesini kucakladığı o ölümsüz anın fotoğrafı vardı. Kendisinden rica ettim. Sağ olsunlar kırmadılar ve bir kare çekmeme izin verdiler.
Tenzile Anne, 7 Ekim 2011'de Hakk'ın rahmetine kavuştu. Nur içinde yatsın. Aradan geçen 8 seneye rağmen, bir faniye nasip olabilecek en üst mertebeye ulaşmış olan evladının, annesini, değerlerini, emeklerini her vesileyle hatırlaması gerçekten çok etkileyiciydi.
Erdoğan'ı; liderliği ile organik, insanlığı ile farklı kılan bir yanını daha keşfettik.
Tüm annelerin sadece eli değil ayaklarının altı öpülesi olduğunu hiç ama hiç unutmamak dileğiyle, yüreğinde insan sevgisi taşıyan herkes için bu anıyı paylaşmak istedim.
"Fidanlar" kırılamaz!
Türkiye Cumhuriyeti'nin, bekasını koruma uğruna verdiği büyük mücadelede, Milli İstihbarat Teşkilatı'na ve Başkanı'na ayrı bir parantez açmak gerekir. MİT,
Hakan Fidan döneminde, uluslararası düzeye ulaşan kapasitesi ve sonuç alma yeteneği ile süper lige terfi etti. Fidan, seleflerine göre istihbarat tarihine çok değişik yönleri ile yazılacak bir isim olacak. Yakın zamanda yaptıkları ile puan toplayan, düne kadar yapamadıkları ile yargılanan ilginç bir devlet adamından söz ediyoruz. Tabii ki sorumlu mevkideki her yönetici gibi Fidan da eleştiriden münezzeh değil.
Gel gör ki Türk İstihbarat Teşkilatı Başkanı'na İsrail medyası başta olmak üzere muhtelif mahfillerden yönelen tehditlerin tamamı, günün sonunda Türk milletini hedef alıyor demektir. İran'ın vekalet savaşları organize eden ve ABD tarafından ortadan kaldırılan aktörü ile MİT Başkanı'nın aynı cümlede zikredilmesi bile Türkiye'ye açık ve örtülü savaş ilanı ile eş değerdir. Güçlü devlet;
"etkili liderlik, milli kimlikli ordu, başarılı istihbarat, sağlam ekonomi" sayesinde
mümkündür. İçerideki hesaplaşma ne olursa
olsun bu zincirin bir halkası koptu mu, o
sürecin nerede duracağını kimse bilemez!