Ekonominin başına geldiği andan itibaren hakkında en çok konuşulan, hatta en fazla operasyona uğrayan isim oldu
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak...
Dün, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde 2019 yılını değerlendirip 2020 ve sonrasına ilişkin görüşlerini paylaşırken dinlediğimiz
Albayrak, önceki toplantılarına kıyasla daha dingin, daha soğukkanlı, daha rafine idi.
Son 1.5 yılda gerçekleşen
"sessiz devrimin" sade vatandaşın bütçesine, istihdama yansıyacağını emin ifadelerle söyledi.
Erken seçim iddia ve senaryolarını bir cümle ile kaldırıp çöpe attı.
Stratejik olarak nitelendirdiği
Kanal İstanbul Projesi'nin hayata geçirileceğini, finansmanı noktasında sıkıntı olmayacağını vurguladı.
Jeopolitik risklere karşı ekonominin direncinin arttığını kayda geçirdi.
Tarım fiyatları başta olmak üzere 82 milyonun cebine yönelen bir avuç azınlığa piyasa kuralları içinde gereken dersin verileceğini belirtti...
***
Benim bilhassa değinmek istediğim husus ise ekonomide devletin rolü ile ilgili.
"
Albayrak Yaklaşımı" olarak adlandırdığım yönetim biçimi, serbest piyasaya inandığı kadar devletin düzenleyici, denetleyici ve dahi oyun kurucu gücüne de inanıyor.
Bu açıdan bakıldığında, örneğin bankacılık sektörünü özellikli günler bekliyor.
Zira, 2019 yılının özel bankalar için ekonomik dönüşüme destek noktasında başarılı bir yıl olmadığına dikkat çeken Albayrak, kamu bankalarının ise sorumlulukla davranılıp kar edilebildiğini gösterdiğini söyledi...
2020'yi özel bankalar için dönüşümün parçası olacakları bir dönem olarak tanımladı.
Albayrak,
"Sahaya mı ineceğiz, yüksek katlardan gökyüzünü mü süzeceğiz?"
sorusunu ortaya atarak,
"Plaza bankacılığı ile piyasa bankacılığı" arasındaki
farkın altını çizdi.
***
Ve madalyonun insani yüzü, yani Albayrak'ın neden sistematik hedef yapıldığı konusu...
Bu noktada dedikleri, yeni ekonomi, yeni oyun stili açısından gösterge değerindeydi:
"Dünyada hiç hata yapmayan, hiç iş yapmayan oluyor. İş yaparken birilerinin ayağına basabilirsiniz. Kimi rahatsız ettiğimizi biliyoruz, onlar da bildiğimizi biliyor.
Perde gerisinde mücadele sürüyor. Çıkan sese, makamına ve söyleyene bakıyorum.
Ve 'doğru işler yapıyoruz' diyorum. Biz, işimize odaklıyız. Önümüzde bir yumak var.
Ya yumağı çözeceğim ya da fotoğraf çektirmekle uğraşacağım... Doğu Akdeniz'i birileri parsel parsel verirken oturalım seyredelim, sevelim sevilelim öyle mi?!"
Sözün özü...
Albayrak'ın deyişiyle...
"Artık yeni başlıyor!"