Bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Mü'min doğduğunda kulağına ezan okunur. Öldüğünde ise namaz kılınır. İnsanın doğduğunda kulağına okunan ezan, öldüğünde kılınacak namazı içindir. İşte hayatımız o ezanla sala arasındaki süre kadar kısadır!
Öyle anlaşılıyor ki 2020'lerin ilk günleri de "tarih yapmak vetarih yazmak" arasında geçmeye aday. Klasik düşünme metotları ve uygulamalarının mutlak doğru kabul edildiği dönemler geride kalırken, günün koşullarının gözetildiği, milli çıkarların öncelendiği, riskin iyi yönetildiği, cesur kararların alınabildiği süreçlere doğru gidiyoruz. Biz istesek de istemesek de...
Olup bitenlere seyirci kalmakla, sahada bizzat var olmak arasındaki fark kapımıza gelip dayanmış durumda. Bu gerçek, dış politikada da ekonomide de böyle. Artık, milli takım kadrosuna girenler ister diplomasi isterse piyasalar mevkiinde oynasın, "savaşçı ile asker" ayrımını gözetmek bizlerin sorumluluğudur. Esasen, milletimiz de meselelere bu gözle bakmak durumundadır.
Bu tanımlamanın müellifi ben değilim ama devlet yönetimine uyarlaması bana ait...
Savaşçılar iyi askerlerdir ama her asker savaşçı olamaz. Bir ordunun veya bir ekonominin başarısı, üniformalıların, takım elbise kravat takanların değil sadece savaşçıların, mücadele edenlerin eseridir. Bir memleketin idaresi, içindeki savaşçıların yani kendisini ülkesine adayanların sayısı ve niteliğiyle de ölçülür.
Savaşçılar, makamdan daha fazla o makamın hakkını vermeyi, bir başka anlatımla savaşçılık gururunu önemser. Övünmez de dövünmez de. Onlar sadece görev insanlarıdır. Makamı bırakır, savaşçı ruhunu asla...
Bugün Türkiye'mizde sorun, savaşçı gibi görünüp, imaj peşinde koşanlardan kaynaklanmakta. Şişkin egoların sığmadığı makam ve rütbeler elbet geçicidir. Mücadeleyi sadece konferans salonlarındaki konuşmalardan, harita üzerindeki askeri planlamalardan ibaret zanneden sivil-asker isimlere karşın varını yoğunu ortaya koyan, günü değil geleceği kurtarmak için çalışan, değmeyecek adamların yalan, iftira, dedikodularına rağmen gayretinden vazgeçmeyenler hakiki kahramanlardır. Demem o ki...
Çevrenizde çok sıfat, çok mevki ve makam görebilirsiniz. Ama unutmayın, savaşçılar değişiktir. Ötekiler gibi yapmazlar, o kulvara girmenin, onlara benzemekle sonuçlanacağını bilirler. İşte bu nedenle...
Milli olanla gayri milli olanın, görüntü ile samimiyetin, dağcılarla paraşütçülerin dikkatli bakışlarla seçildiği kritik kavşağa girmek üzereyiz. Hak, doğrunun yardımcısıdır. Allah, memleket için, memleketevlatları için adalet duygusuile çabalayanların yar ve yardımcısıolsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.