Kayyum atanan üç büyükşehir belediyesi ile ilgili son kararı yorumlayabilmek için dört ana noktaya odaklanmamız gerekiyor: 1- HDP'nin, anayasal sistem içindeki konumu. 2- Milli güvenlik doktrini. 3- AB ile ilişkiler başta olmak üzere küresel koşullar. 4- ABD'nin, Suriye'nin kuzeyine dair planları...
***
1- HDP, "kapatma istemli" başvuru nedeni ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın radarında bir partidir. Devlet aklı, HDP'yi, Kürt kökenli vatandaşların bir bölümü için siyasal açıdan kendini ifade etme kanalı olarak açık tutmayı tercih etmektedir.
Buna karşın HDP, etnik temelli siyasette ısrar etmekte ve terör örgütü ile arasına mesafe koymak bir kenara, devlete karşı meydan okumayı sürdürmektedir.
Tavır böyle olunca yasal önlemlerle demokratik siyaset arasındaki gel git süreci devam etmektedir. 2- Önceki İçişleri bakanlarının görev yaptıkları dönemin koşulları ve öncelikleri farklı olduğundan hali hazırda iş başındaki Bakan'da karşılık bulan cari güvenlik doktrini, teröristle mücadeleyi öncelemektedir.
Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelenin devam edeceğine dair kesintisiz beyanlarla gerek HDP'ye gerekse onu destekleyen kitleye, "Ya değişeceksiniz yada sonuçlarına katlanacaksınız" mesajı verilmektedir. Böylece, silahla siyasetin ayrışmasına yönelik kararlılık korunmaktadır. 3- AB ile ilişkilerin düşük yoğunluklu seyri, AB kurumlarının ikircikli tutumu, AB liderliğinin vizyonsuzluğu da bir yandan devleti diğer yandan gözünü dışarıya dikmiş Kürt kökenli siyasetçileri etkilemektedir. Devlet, beka meselesinde her şeyi göze aldığını ilan ederek AB'nin, müdahaleci gücünü kırmakta, HDP ise eski günlerin özlemi ile patinaj yapmaktadır. 4- Kritik konu, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde PKK-YPG terör örgütü unsurları ile işbirliğini derinleştirmesi, YPG'yi yerel savunma gücüne dönüştürmesi, özellikli bir bölgede koruma altına alması, devlet altı yapı olarak geliştirmesi ve bu noktadan bölge ülkelerine ihraç edeceği modeli kuluçkaya yatırmasıdır.
Türkiye'nin, PKK terör örgütünü tasfiye çabası Suriye'de akamete uğramıştı, yeni problemlerin de Suriye'den türeyeceği bir gerçek.
Ki Ankara buna karşı hazırlık yapmakta. Özetle...
Terörü, siyasi pozisyon elde etme aracı olarak kullanan Kürt kökenli aktörler ve onlara destek sağlayan dış faktörler oldukça, Türkiye'nin mücadele doktrini de bu çizgide devam edecek demektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.