31 Mart seçimlerinin, yerel gündemden giderek uzaklaştığı, ülkenin genel gündemi etrafında tarihi bir tercihe dönüşmekte olduğu görülüyor. Böyle bir ortamda CHP'nin izlediği stratejinin hem parti içi gelişmeler hem de kamuoyuna dönük mesajlar bağlamında analiz edilmesi,
"demokratik sol siyasetteki büyük kırılmayı" öngörmekle eşdeğer.
Sandıktaki açık mağlubiyetlerine rağmen son 10 yılda parti içindeki seçimleri kazanma becerisi (!) gösteren CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimler öncesinde sergilediği duruş ve uyguladığı yöntemlerle, ibretlik örnekleri de siyasi literatüre kazımış oldu.
Yani... Mesele, her partide gözlenebilecek aday belirleme tartışmalarının ötesinde ve hayli derin. Tepkiler, istifalar, yürüyüşler, açıklamalar... Bütün bunlar gösteriyor ki...
Kimlik ve mezhep siyaseti CHP'yi, genetiği ile oynanmış organizasyona dönüştürüyor.
Kemal Bey, partinin yetki kurullarında, önden yüklemeli taktikleriyle, kendisine yakın isimler üzerinden suni başlıklar oluşturup, tarafları birbirine hırpalatıyor. Günün sonunda genel bir yetki alarak, başlangıçtaki senaryosunu hayata geçiriyor.
Devletin derinliklerine angaje olduğu izlenimi veren kişi veya kurumlara özel güçler vehmederek, onlarla görüşmelerinden sonra siyasi kararlarını olgunlaştırabiliyor.
Tüm hesabını yine Kurultay üzerine yapıyor.
Lakin gelişmelere göre... Bugün belirlediği isimlerden birine, genel başkanlık koltuğunu devretmek için
"kontrollü teslimat" planını da yedekte tutuyor.
Buna karşın... Parti içindeki klikler de boş durmuyor, iç gerilimi dışa taşıyor. Bu aktörler, bir dönem FETÖ'cülerden tedarik edilen araç ve dokümanlar üzerinden yürütülen muhalefetin, karanlık yüzünü deşifre ederek Kılıçdaroğlu'nu zorluyor.
***
Madalyonun dış cephesine gelince...
CHP, İYİ Parti ile kurduğu açık ittifakı,
batı ve güney illerinde HDP ile işbirliğine
girerek neticeye ulaştırmaya çabalıyor. Bir başka anlatımla, HDP'ye barajı aştırmak için 2015'ten bu yana verdiği oyların, mahsuplaşmasını sağlıyor.
Kılıçdaroğlu, enerjisini, sahada kullanmak yerine parti içi kurgular için harcamayı önceliyor.
Ülkenin her köşesinde siyaset yapamadığı için sahaya çıkmak ile çıkmamak arasında belirgin fark olmayacağını biliyor. Haliyle tüm ağırlığını kazanabileceğini düşündüğü merkezlere yoğunlaştırıyor.
"Pasif kampanya" sürdürerek, CHP adına açık ve örtülü faaliyet gösteren muhtelif muhalif odaklardan medet umuyor.
Özetle...
Yerel seçimler, CHP ve lideri için küçük siyasi çıkarlarının bekasını (!) koruyup kollama sınırını aşamıyor. Tam da bu nedenle sosyal demokrat siyaset yeniden inşa olacağı süreçlere hazırlanıyor!