Sizler, bu satırları okurken bizler, G-20 Toplantısı için Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak'la Arjantin'de olacağız. G-20 zemini, yeni dönemin Türkiyesi'nde yeni ekonomik programa ilişkin yaklaşımların anlatılması için fırsatlar sunduğu kadar korumacılıkla malul olması muhtemel küresel ekonomik sistemin geleceğini konuşma imkânı da verecek.
Yeni dönem demişken... Ankara'daki havayı yansıtmakta da fayda var. Zira merak had safhada.
Bir yandan iş dünyası temsilcileri diğer yandan yabancı yatırımcılar soluğu başkentte alıyorlar.
Hem yeni isimleri tanımak hem de beklentilerini anlatmak istiyorlar. Bu da gayet doğal. Burada hassas konu, erken genellemeler yapılarak, kamuoyunun yanıltılması riski. Nihayetinde, yeni sistemin ilk kabinesi göreve başlayalı iki hafta olmadı bile. Yani, aceleci davranmak ve hemen hüküm kurmak yerine, yeni dönemi anlamak ve kredi açmak gerek. Yoksa her meslek grubunun kendi önceliklerine göre, tüm sistemi işletmek mümkün olamayacağı gibi doğru da değil. Önemli olan öngörülebilirlik, güven, istikrar içinde kurallı ve kurumsal yönetim.
***
Ankara'ya dair bir diğer gözlemimiz de şu... Bürokrasi, tahmin edileceği
üzere müthiş bir arayışta. Yeni sistemi içselleştirmek
isteyenler olduğu gibi ayak sürüyenler
de var. Tam da bu nedenle hassas
bulduğum bazı hususları özellikle kayda
geçirmek istiyorum:
Yeni sistem, eskilerin veya eski mantığın
bir yerden alınıp, başka bir yere transfer
edilmesi olmayacak. Sistem, yerleşik
bürokrasinin şartlara uyum sağlayabilecek
olanları ile devlet memuriyeti dışındaki farklı
birikim ve deneyimin de sahaya yansıtılması
esasıyla işleyecek.
"
Ben ne olacağım?" diye soranların
ve sağa sola koşuşturanların önemli bir
bölümünün AK Parti ile kariyer yaptıklarını,
AK Parti ile beraber gelinen makamların da
kimse için baki olmadığını hatırlatalım.
Devlette, FETÖ temizliği sonrası kendisine
alan açıldığını varsayan ve buna göre
örgütlenen "
derin bürokrasiyi" de göz
ardı etmeyelim. Bilhassa bakanlıkları fiilen
yönetmeye talip bu tür ekiplerin anahtar
olabileceği gibi kilit olabileceğini de dikkate
alalım!
***
Madalyonun diğer yüzünde ise AK Parti TBMM Grubu ve hatta eski siyasetçiler var...
Bir grup arayış içinde. Diğer grup kabinenin oluşumuna mesafeli. Bu açıdan bakıldığında, AK Parti Genel Merkezi'nin, 18 Ağustos'taki kongresi vesilesi ile yeni sisteme göre inşası da büyük önem taşıyor.
Hem partiye emek verenleri bir çizgide tutmak hem de parti yönetimini yenilemek adına.
Ayrıca... Milletvekillerinin, eskiden olduğu gibi Meclis'te bakanlarla temas kurabilme ve yerel işleri çözme avantajını kaybettiği hissine kapılmaması lazım. Yasama ve yürütme fonksiyonu birbirinden ayrılırken, halkla doğrudan muhatap milletvekillerinin, icracı bakanlara ulaşabilmesi mümkün olmalı. Aynı şekilde milletvekillerinin seçim bölgelerinde açacakları ofisler, parti teşkilatlarına alternatif merkezlere dönüşmemeli.
Bu ofisler, parti il ve ilçe binalarında bulunmalı.
Netice olarak... Yeni sistem siyasetçisi ve bürokratı ile bir türbülansın içinden geçerek yerli yerine oturacak. Emin olun, vatandaşın kafasında çözdüğü kadar devleti yönetenler de yapay sorunları çözse mesele kalmayacak.
Ve son nokta... Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan, sistemin çalışmasını sağlayacağını ve sorun olursa bizzat çözeceğini söylemiş olsa da devleti yönetenler için zaman kapris zamanı değil, Başkan'a yardımcı olma zamanı