Yeni dünya... Yeni ekonomi... “Erdem, İrade, Cesaret!”
15.05.2018, Salı
Cumhurbaşkanı TayyipErdoğan'ın resmi ziyareti ve"Tatlıdil Forumu" vesilesiyleİngiltere'deydik. Londra'dan ilginçve değerli izlenimlerle dönüyoruz. Bunoktada, Tatlı Dil Forumu TürkiyeEş Başkanı Reha Denemeç veekibinin teşekkürü hak ettiğini özelliklebelirteyim...
Konunun, Türk-İngiliz ilişkilerinin stratejik boyutu kadar Türk iç siyasetine ve ekonomisine etki eden yönleri var. Sondanbaşlayacak olursak...
Londra'da gerek katılımcılara açık gerekse özel görüşmelerde gündeme getirilen başlıklar şunlardı:
"OHALve seçimler. Seçimlerinüreteceği siyasidenge. Afrin. Kürtlerle ilgilifarklı adımlar atılıp atılmayacağı... Tutuklu gazeteciler tezi. Yeni ekonomi politikası. Faiz-Enflasyon bağlantısı..."Tahmin edileceği üzere, sürprizyok. Ama dikkatle not edilmesigereken hususlar çok. Mesela,Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yüksekenflasyonun sebebinin yüksek faizolduğuna dair yaklaşımı, Londra'da datartışıldı. İngiltere'de finans alanındaçalışanlar bile kendi ülkelerindeki genelfaiz seviyesini bir çırpıda söyleyemedi.
Neden? Çünkü faiz o kadar ihmal edilebilecek oranda ki. (Yüzde 0.50) Lakin gündem Türkiye olunca yorum ve hesaplar değişiyor. İşte bu yüzden Ankara şu net mesajı verdi:
"Devlet tefecilik yaptırmaz! Enflasyonun sebebi yüksek faizdir. Düşük faiz politikası uygulayarakyatırımı teşvik etmek, istihdamıartırmak istiyoruz. Teoriile uğraşanlar bunu anlayamıyor,pratikle uğraşanlar anlar."Peki, buradan ne sonuca varmamızgerekiyor? Cevabı çok açık: Önce24 Haziran eşiği aşılacak. Sonra, ekonomide"reçete, yönetim ve karar"bağlamında alternatif araçlar, metotlardevreye girecek. Piyasa ekonomisinintemellerinden ve rasyonalitedenkopmadan, Türkiye'ye özgü sorunlarınçözümü için özgün formüller hayatageçirilecek. Kuşkusuz, zorlu bir süreçolacak. Değişimi anlayan ve yön vermeyeistekli piyasa aktörlerinin ise yenidönemde yıldızı parlayacak.
***
Esasen, bu noktada yazacak çok şey olmakla birlikte Türkiye-İngiltere ilişkilerinin bölgesel ve küresel krizlerin aşılmasındaki rolüne de değinmek istiyorum.
Tatlıdil Forumu'ndaki oturumlar gösterdi ki İngilizlerin kafası karışık.
Sistemin sürükleyici güçleri, yumuşak Brexit'ten yana. Kaotik küresel sistemde İngiltere'nin konumunu güçlendirmesi gerektiğini savunanlar ise hemen AB'den ayrılma taraftarı. Ancak... Her iki denklemde de Türkiye'ye kilit rol düştüğünü söylemek abartı olmaz.
Türkiye'nin, AB ile sürdürdüğü sorunlu ve eksik Gümrük Birliği modeli dahi İngilizler açısından ders niteliğinde.
AB'den ayrılığın ardından Almanya ve Fransa'nın, cazip alanları doldurmasına fırsat bulamadan İngilizlerin karşı önlem almak istediği de bir gerçek.
Haliyle Türkiye, Avrupa devleti karakteri, Müslüman kimliği, dinamik ekonomisi ve nüfusu, demokrasiyi geliştirme gayreti ile oldukça özel bir ülke.
Yani... İngiltere, Türkiye'yi "vazgeçilmezortak" tanımına oturtmuş bile.
Kaldı ki ekonomisini yıllarca AB'ye, güvenlik doktrinini ABD'ye endeksli yürüten İngiltere'de ciddi atalet oluşmuş.
İngilizlerin, AB'den çıkışla birlikte karşılaştırmalı üstünlüğünü koruması, toparlanması hem zaman alacak hem de maliyetli... Neticeye gelince... Hakikaten yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye'nin bu dünyada hak ettiği yeri alması için sadece 24 Haziran'ı değil, 2023 sonrasını da aşacak şekilde siyasal istikrarını tahkim etmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi "Erdem, İrade, Cesaret!"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.