Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin referanduma sunulmasının kesinleştiği günlerde, ekonominin öncelikli gündem maddesi, "
Kur artışını, faiz silahı ile durdurma" tartışmalarıydı. O günlerde, azınlıkta kalan bizler, "
Faiz, öne sürüldüğü gibi tek ve mutlak ilaç değildir. Kullanılacak çok enstrüman var" tezini savunuyorduk. Gelinen noktada, kurda istikrar ve geri çekilme sürecini yaşıyoruz. Tabii, Kasım 2016'dan bu yana piyasalarda gözlenen oynaklıkların ve Türkiye'ye çekilen operasyonların faturası bugünlerde çıkıyor.
Referandum sandığını, ekonomi ve geçim şartları üzerinden manipüle etmeye çalışanların sesinin çok çıkmasında bu arka plan kurgularının da etkisi olduğu muhakkak.
***
Peki, "
Kurdaki gelişmeler bundan sonra nasıl olacak?" diye sorulacak olursa...
Her zaman olduğu gibi kurla ilgili rakam vermek hem mümkün değil hem de doğru değil.
Kaldı ki Merkez Bankası'nın da bir "
kur hedefi yok." Yani, "
Kur, şuraya çıkarsa veya şu seviyeye inerse Merkez müdahalede bulunur"
tarzı bir hüküm verilmesi söz konusu değil.
O zaman, gerçekçi olarak bir başka soruya cevap bulmamız gerekiyor:
"
Merkez Bankası, döviz talebini yönetmek için ne yapıyor?"
***
Dövizle ilgili sıcak bir çalışmanın yürütüldüğünü, sahadan anlık bilgi toplandığını ve ileriye yönelik ihtiyaçların doğru hesaplandığını söyleyebiliriz.
Örneğin,
* Döviz borcu olan ve takvimlendirme yapması
gereken firma sayısı 23 bin civarında.
* Döviz talebi ile piyasaya giren firmalardan 21 bini, özel kesim döviz borcu stokunun sadece yüzde 20'sini taşıyor.
* 2 bin orta ve büyük ölçekli firma ise döviz talebinin yüzde 80'lik bölümünü etkiliyor. Zira dövize dayalı borçların ezici çoğunluğu da zaten bu şirketlerin sırtında.
***
Tablo böyle iken... İleriye yönelik bazı adımlar atılması beklenebilir.
21 bin küçük ölçekli döviz borçlusu firmanın, dövize endeksli kredi kullanımı sınırlanabilir.
Bu firmaların doğrudan döviz kredisine yönelmeleri caydırılabilir.
Bilhassa küçük firmalara, döviz gelirleri ile giderleri arasında denge kurmaları için bir kriter konularak, bilanço riski yönetimi kuvvetlendirilebilir.
Büyüklere gelince... Özel kesim döviz borcunun yüzde 80'ini taşıyan firmaların ise kur zararı riskini dağıtması (hedge etmesi) için kademeli zorunlu uyum oranları ilan edilebilir.