Önceki gün SETA Ankara'da "
2016'dan 2017'ye Türkiye" konulu panel vardı. SETA Genel Koordinatörü
Burhanettin Duran'ın moderatörlüğündeki panelde, Türkiye'nin nabzını ANAR Genel Müdürü
İbrahim Uslu, güvenlik boyutunu SETA'dan
Murat Yeşiltaş, dış politik süreçleri yine SETA'dan
Ufuk Ulutaş anlattı. Ben de ekonomik ve politik yönüyle katkı sunmaya çalıştım.
Bugün değinmek istediğim konular, ANAR'ın güncel çalışmasının işaret ettiği hususlar. Ki henüz kamuoyu ile paylaşılmadı da. 20-27 Aralık 2016 tarihleri arasında, 26 ilde, 2.601 kişi ile görüşülerek yapılan saha çalışması dikkate değer ipuçları veriyor...
***
Ülkenin ana sorunu olarak (yüzde 60) "
terörün" gösterilmesi şaşırtıcı değil.
"
Ekonomi, geçim, istihdam" başlıklarında sorun beyan edenlerin toplam oranı ise yüzde 18'in üzerinde.
Terör meselesinin merkezinde (yüzde 44) "
yabancı ülkelerin görülmesi" ise çok önemli. Bu kanaate (yüzde 10) Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerin eklendiği de hesaba katıldığında vatandaşın coğrafyamızda olup bitenlerin farkında olduğu anlaşılıyor. Analitik sonuçlar, terörle yıldırılmaya çalışılan Türk insanının direncinin yüksek olduğuna işaret ediyor.
***
Güncel kanaatler ele alındığında ise...
FETÖ mensuplarının kamudan uzaklaştırılmasına
destek oranı yüzde 89'a ulaşıyor.
HDP'li bazı milletvekillerinin, özellikle
teröre yardım yataklık nedeni ile tutuklanması
yüzde 79 oranında toplumda kabul görüyor.
OHAL'in gerekliliğine dair çok yüksek
destek oranı nispeten azalmakla birlikte yüzde
67 gibi ciddi seviyeyi koruyor.
***
Anayasa paketi ile ilgili veriler, fazlasıyla düşünmeye değer...
Paket, henüz Meclis Genel Kurulu'nda ele alınmadığı ve topluma tam olarak mal olmadığı için farkındalık oranları düşük. Bu, kampanya dönemi bakımından da gösterge...
Yeni anayasa paketi hakkında "
hiç bilgim yok" diyenlerin oranı yüzde 36,
"
Çok az bilgi sahibiyim" diyenler yüzde 28,
"
Biraz öğrendim ama..." diyenlerin oranı da yüzde 14.
***
Anayasa takvimi göz önüne alındığında, toplumsal tercihleri etkileyecek temel unsurların "
güvenlik algısı", "
ekonomik istikrar" ve "
siyasal yapısal dönüşüm" isteği olduğu açık bir gerçek. Bu durumda vatandaşın cebine dair güncel sinyalleri önemsemek gerekiyor. Bilhassa "
para harcarken tedirginim" diyenlerle, ekonomik beklentilerini olumlu yönde ifade etmeyenlerin oranının yüzde 65'in üzerinde seyretmesi ileriye yönelik hassasiyeti de çok net gösteriyor.
***
Ve son husus... "
Resmi kurumlara güven."
Öngörülebileceği gibi 15 Temmuz
darbe girişiminin önlenmesindeki rolü ile
"
emniyet teşkilatı" ilk sırada. Polise, mutlak
ve kısmen güven beyan edenlerin oranı
da yüzde 78.
Gerek Cumhurbaşkanı'nın, darbecilerle
TSK'nın vatansever subaylarını ayrıştırması
gerekse Fırat Kalkanı Harekâtı ve terörle
mücadele çabası da askere duyulan güveni
yeniden yükseltmiş ve yüzde 78'e yaklaştırmış.
Hükümete duyulan güvenin yüzde
62'ye ulaşması da bir başka husus.
Partilerin oy oranlarına gelince... 1 Kasım 2015 seçimlerinin sonuçlarına benzer olduğunu belirtmekle yetinelim.