Dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ağustos ayı sanayi üretimi, beklentilerin üzerinde bir performansla, yılın 3. çeyreğinde Türkiye Ekonomisi'nin en az yüzde 5 ve üzeri bir büyüme performansı yakalamış olabileceğine işaret etti. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,4'lük artışın Türkiye'yi sanayi üretiminde Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler arasında 1., dünya genelinde 2. sıraya taşıdığını hatırlatan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, perakende satış hacminde yine ağustos ayında yakalanan yüzde 5.8 artış, sektörel ciro endeksindeki yüzde 23.5'lik artışla, Türkiye'nin 'yeni nesil MilliEkonomi' inşasının güçlü bir şekilde devam ettiğini vurguladı.
Hizmetler sektöründeki yüzde 5,2'lik daralmaya karşılık, bir önceki yılın aynı dönemine göre sanayi sektöründeki yüzde 29,4'lük, inşaat sektöründeki yüzde 5,8'lik ve ticaret sektöründeki yüzde 32,8'lik artış, küresel virüs salgınının dünya ekonomisine verdiği ağır zararın bilançosunun her ülkede, her coğrafyada dikkatle takip edildiği bir konjonktürde, Türkiye'yi pozitif ayrıştıran bir tablo. Bu tablo, geçtiğimiz mart ayı sonundan itibaren, Ekonomi Yönetimi'nin reel sektörü ve istihdamı desteklemek, ayakta tutmak amacıyla ardı ardına aldığı kapsamlı tedbirlerin pozitif sonuç verdiğini gösteriyor.
Sektörlerin ve şirketlerin ciro performansı analiz edilirken, sadece yıllıklandırılmış enflasyon değil; aynı zamanda GSYH reel büyüme oranı beklentisi de dikkate alınır. 2020 yılı için cirosunu geçen yıla göre yüzde 12.5 arttırabilmiş bir firma veya sektör, pandemiye rağmen 2019 cirosunu koruyabilmiş demektir. Bu durumda, sanayi ve ticaret sektörlerinin yüzde 12,5'in 2,hatta 2.5 katından bile fazla ciro artış oranı yakalamış olmaları, bir tarafta şirketlerimizin, bir tarafta da seri ve aralıksız tedbirlerle firmalarımızın ayakta kalmasını sağlayan Ekonomi Yönetimi'nin tartışılmaz başarısıdır.
Uluslararası ekonomi ve finans haber kanalı Bloomberg"in analizi, Çin, Endonezya, Hindistan ve Güney Kore'nin ardından, 2019'a göre, 2021 ve 2022'de ekonomisi en hızlı toparlanması beklenen 5. ülkenin Türkiye olduğuna işaret ediyor. Bu durumda, 3. çeyrekte Türkiye'nin yüzde 5 ile6 arasında bir büyüme yakalaması, son çeyrekte hiç büyüme olmasa bile, Bakan Albayrak'ın geçtiğimiz haftaki YEP açıklamasında dile getirdiği yüzde 0,3 yıl sonu büyüme oranı beklentisini yakalamanın güçlü bir olasılık olduğuna işaret etmekte.
Türkiye'nin para ve maliye politikası alanında 'normalleşme' ve 'dengeleme' adımlarını sürdürmesine bağlı olarak, Türkiye'nin büyümesine kayıtsız kalmayacak yabancılar, 2 Ekim'le biten hafta gerçekleştirdikleri 600 milyondolarlık alım gibi, Türk varlıklarına olan ilgilerini giderek arttırabilirler. Türkiye Ekonomisi'nin üretim, büyüme ve ihracatta 'pozitif' ayrışan hikayesi, 2021'de cazibe merkezi olmamızı fazlasıyla sağlayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.