15 Temmuz … Ankara'dayım.
Haber merkezinde nöbette.
Herkes gibi planlarım vardı; saat 00:30'da yolculuğa çıkacaktım Ankara'dan İstanbul'a …
Haber merkezinde nöbetçiydim jet sesleri gelmeye başladığında ..
Habercilik refleksi tabii direk telsizi açtım. Geçen anons Genelkurmay Başkanlığı önünde bir hareketlilik olduğu yönündeydi.
Kameraman arkadaşım Şükrü Can Çankaya'yı aradım ve hemen yola çıktık.
Saat 22:11'de Genelkurmay Başkanlığı önüne geldiğimizde sadece ambulanslar ve polis otoları vardı. Ama tepemizden F-16'lar alçak uçuş yapıyordu.
A haber olarak, olay yerine ilk giden televizyon kanalıydık.
Hemen canlı yayına bağlandım ama neler olduğuna dair hiçbir veri yoktu elimizde. Sadece çevredeki hareketliliği anlatmaya çalışıyordum.
"İçeride üst düzey bir komutan rehin alınmış olabilir, F-16' lar korku vermek için alçak uçuş yapıyor olabilir."
Yayın bitince ilk açıklama geldi. Başbakan Binali Yıldırım 'darbe girişimi' dedi.
Bir düzüne insanın yerini büyük bir kalabalık almıştı.
İstanbul'da köprüler kapatılmıştı.
TRT'de darbeciler tarafından zorla okutulan bildiri, basılan medya merkezleri derken silah sesleri artık her yerdeydi.
Özel Harekat Daire Başkanlığı, MİT, İl Emniyet Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Jandarma Genel Komutanlığı'nda yaşanan saldırıların ardından tankların Sıhhiye yönünden bulunduğumuz yere doğru ilerlediği haberini aldık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı dönüm noktası oldu o gecenin.
Artık genç, yaşlı, kadın herkes sokaktaydı..
İki kobra tipi askeri helikopter geldi genelkurmay kavşağına. Jetlerin hain darbecilerin elinde olduğunu bilmeyen halk, o helikopterleri kurtarıcı gözüyle baktığı gerçek 'Türk askeri' olduğunu sanmıştı ki "en büyük asker bizim asker" diyerek helikopterleri alkışlamaya başladı.
Ama helikopterlerin birden meclis bahçesini ve alkışlayanları taramaya başlaması yıkım oldu. İnsanlar panikle kaçışıyor, Basın mensupları dahil olmak üzere herkes bir yerlerde siper almaya çalışıyordu. Aradan çok geçmeden tank sesleri gelmeye başladı. Akay kavşağında tanklar, önlerini kesmeye çalışan otomobillerin üzerinden geçti, halkın üzerine sürüldü. Yıldıramayınca da ateş açmaya başladılar.
Etraf bir anda harabeye döndü. Ama hiçbir şey milleti geri yolundan geri çevirmedi.
Üstelik halk hala "çıkın dışarı teslim olun, yapmayın" diye çağrı yapıyordu gözü dönmüş hainlere...
Tüyleri diken diken eden bir manzara vardı önümüzde..
İstiklal marşı okuyanlar..
Tekbir sesleriyle açılan ateşin üzerine yürüyen insanlar..
Yaralananlar, şehit olanlar..
Bir kez daha canlı yayına bağlandım.
Bu kez olayın ciddiyetini, açılan ateş sonucunda yaralanan insanların olduğunu aktardım. Ki anlatmasam dahi kamera açısında her şey ortadaydı.
Artık kalabalık Genelkurmayın kapısına dayanmıştı.
Askere ikna etmeye çalışanlar, teslim olmalarını isteyenler vardı. Ve tabii Genelkurmay Başkanı'nın içeride olması ihtimaliyle onu kurtarmak isteyenler..
Eskiler anlatırdı darbeleri..
Yakın siyasi tarihe olan merakım ve darbeler üzerine okuma ve araştırma yapmam nedeniyle bunun bir darbe olmadığı kanısını güçlendirdi o an zihnimde. Zaten değildi de..
Kardeşlerimle konuştum "siz de çıkın" dedim ve helallik istedim. Vedalaştık telefonda.
Salalar veriliyordu. Millet bir bütün olmuştu. Etkilenmemek elde değildi.
Canımız tehlikedeydi. Kaçabilirdik. Uzak bir yerden gelişmeleri izleyebilirdik. Ama yapmadık. Birbirimize baktık Şükrü ile.. Kalacağız dedik. Ve Genelkurmay önüne geçtik. Tam yayına bağlanmak için hazırlanıyordum ki binanın tepesinden ve bahçeden yaylım ateşi açıldı. Ayaklarımızın yanından seken mermilerin sesi çınlatıyordu kulakları..
Panikle herkes etrafa dağıldı. Ama 5 dakika geçmedi ki büyük bir patlama sesi geldi.
Saat 02:35…Meclis bir savaş uçağı tarafından bombalanmıştı.. Evet Türkiye Büyük Millet Meclisi..
Saat 02:38- Yayındaydım.. Bir helikopter üzerimize doğru geliyordu. Gelip geçecek sandık ama öyle olmadı. Caddeyi ateş altına aldı.
Gökten adeta uçaksavar mermisi yağıyordu. Sağ tarafımdan geçen bir mermi 2-3 metre arkamdaki kişiye denk geldi. Gözlerimle gördüm bir bedenin nasıl parçalandığını..
Sonra sırtımda bir el hissettim. Dönüp baktım. Ayağından ağır yaralı biri benden destek almaya çalışıyordu.
Arkamızda büyük bir kalabalık..
Kan revan içinde insanlar..
Bayrağına devletine sahip çıkmak için gelenlerin, anne baba diye ağlayarak kaçışan çocukları..
Ve hainlerin üzerimize yağdırmaya devam ettiği mermiler..
Alt geçide girdik. Tunus Caddesi'ne çıkmak vardı hedefimizde. Ama çıkmaz bir sokağa girdiğimizi fark ettik. 6 kişiydik, geri dönmek istedik ama tanklar, ZPT'ler çıkış yolumuz üzerindeydi. Mecbur döndük tekrar çıkmaz sokağa.
Meclise atılan bombalar, savaş uçakları, tankların sarsıntısı binanın camlarını patlatıyordu.
Bir kanepeyi siper ettik kendimize ve yaklaşık 1 saat orada kaldık.
Sonra hastaneye geçtik. Manzara içler acısıydı. Yaralılar, ağlayanlar, şok geçiren insanlar…
Tekrar dışarı çıktık. Gece boyu devam etti çatışmalar, silah sesleri sabaha kadar susmadı.
Biz de anlattık her şeyi, ihaneti, sergilenen o büyük kahramanlıkları.
Ta ki Hainler derdest edene ve teslim olana kadar..
A haber ekranlardaki o yayınlar gerçekleri ortaya koymuştu.
Biz sadece görevimizi yapmıştık. Her zaman olduğu gibi Yaşananları tüm gerçekliğiyle izleyenlerimize aktarmıştık.
Gururlu muyum, evet. Hem bu görevi yapmaktan, hem de o kahraman milletin mücadelesine şahit olmaktan çok gururluyum.
Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü var; "Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın."
Çok şükür yazdırmadı...
Çünkü bu şanlı millet 'Korkma' diyerek başladı, ' İstiklal ' diyerek bitirdi destanı..
İstiklalimiz hainlerin ve işgalcilerin kanlı postalları altında değil; İstikbal'de parlayan bir yıldız olarak kaldı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Aile Destek Programı son kez mi yatacak, uzatıldı mı? 2024 Aralık Aile Destek Ödemesi ne zaman yatacak?
- Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 96 itfaiye eri alımı yapacak! Başvurular başladı: En az 60 KPSS şartı aranıyor
- 2024 düşük KPSS puanıyla memur alımı başladı: 60, 65, 70 KPSS puanıyla başvuru yapılabilecek ilanlar
- Hamilelik belirtileri nelerdir: İlk gebelik belirtileri nasıl anlaşılır? Hamileliğin ilk işaretleri
- En uzun gece ne zaman, hangi tarihte? 2024 günler ne zaman uzamaya başlayacak?
- 150.000 TL’ye bir ayda ne kadar kazanırım? Güncel 2024 Kasım mevduat faiz oranları belli oldu!
- En çok kadınlarda görülen sessiz tehdit! Kemik sağlığından ruh halinize kadar etkiliyor
- 2025 HAC EK KAYIT EKRANI | Hac ek kontenjan başvuruları bugün başlıyor: hac fiyatları ne kadar?
- POMEM taban puanları 2024 | 32. Dönem POMEM KPSS P3/P93 puanı kaç olmalı?
- 2025 zam oranları açıklandı mı: Ocak ayında evde bakım maaşı ne kadar olacak?
- Asgari ücrete %46'lık zam hesabı: 6 formül masada! Brüt ve net ücret ne kadar olacak?
- Bugün okullar tatil mi, hangi illerde tatil olacak?