Şüphesiz "Terör" bugün tüm dünyanın en çok konuştuğu konu.
Tıpkı ABD gibi, kimi ülkeler terör örgütlerini kullanarak gündemde…
Kimi ülkeler ise uyguladığı terörle: Tıpkı İsrail gibi!
Ama kimse terörden zarar gören, insanını kaybeden ülkeleri gündemine bile almıyor.
Dün de almadı, muhtemelen yarın da almayacak.
Mesela Türkiye'yi..
***
Yakın tarihimizde pek çok tehlike atlattık ülkece.
Hangisini konuştular? Hangisi yanımızda oldu? Hangi müttefikimiz bu mücadeleyi sahada bizimle yürüttü? Hangi ülke lideri gelip de teröre karşı sokaklarımızda yürüdü?
Hiç!
Biz teröre geçit vermedik ama onlar geçit oldular.
Ve o hain saldırıların, planların arkasında hep bir soru işareti olarak anıldılar.
Üstelik bu, bugüne has bir durum da değil.
Biraz geçmişe gidelim. 90'lı yıllara…
Krizler, kaoslar, cinayetler, hain terör saldırıları…
Hep birlikte şahit olduk. Hep birlikte paylaştık acıları.
Birileri bu birlikteliği daha da perçinlemek için mücadele ederken, birileri ise sinsi ve hain planlarını işlettiler. İnsanımıza, değerlerimize, sevdiklerimize kıydılar.
Kim terör sona ersin ve memlekete huzur gelsin dediyse ya şüpheli bir kazaya kurban gitti, ya da hain bir kurşunla şehit edildi. Hain planları deşifre edenleri ise ölümle susturdular.
1993 yılı bu yaşananların tam bir özetiydi. Neler yaşadığımızı hatırlamakta fayda var:
24 Ocak/ Gazeteci Uğur Mumcu. Aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.
5 Şubat/ Bu kez şüpheli bir kaza gündemi sarstı. ANAP'ın genç ve yetenekli Maliye Bakanı Adnan Kahveci, sır dolu bir trafik kazasında eşi ve kızıyla birlikte vefat etti.
17 Şubat/ Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis. ABD'nin terör örgütüne yaptığı yardımları açıkladı dünya kamuoyuna. Ve sadece 10 sonra bindiği uçak, şüpheli bir şekilde düştü. Org.Bitlis hayatını kaybetti.
17 Nisan/ Terör belasında belki de kritik bir eşik olacaktı o gün Türkiye için. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, şüpheli bir şekilde kalp krizi geçirerek vefat etti.
24 Mayıs/ Terör kanlı yüzünü bir kere daha gösterdi. Silahsız erlerin bindiği otobüs Bingöl'de PKK'lı teröristler tarafından durduruldu. 33 Mehmetçik kurşuna dizilerek şehit edildi.
30 Haziran/ Van'da bir otel PKK'lılar tarafından ateşe verildi. Yangında 11 sivil hayatını kaybetti. Aynı gün Mardin Hamzabey Mezrası'nda bir eve roketatar ile saldırıldı ve 7 kişi katledildi.
Her yer yangın yeriydi. Teröristler sivil-asker, kadın-çocuk ayırt etmiyordu.
2 Temmuz da başka bir yangın haberi geldi. Çok sayıda yazar, şair, düşünür Sivas'taydı o gün. Birileri karanlık yılları daha da zifir hale getirecek o ateşi yaktı. Madımak Oteli bir grup tarafından yakıldı ve çıkan yangında 35 kişi hayatını kaybetti.
5 Temmuz/ Sivas'taki o yangın büyüdü. PKK'lı teröristler Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde katliam yaptı. 33 masum sivil kurşuna dizildi, köy ateşe verildi.
18 Temmuz/Teröristler Van Bahçesaray'da Sündüs yaylasına saldırdı. 14'ü çocuk 24 köylüyü katletti.
4 Ağustos/ Bitlis'in Mutki ilçesinde iki köy minibüsünü durduran PKK'lı hainler 15 kişiyi kurşuna dizerek öldürdü.
10 Ağustos/ Teröristler Bingöl'ün Genç ilçesinde bir yolcu minibüsünü pusuya düşürdü. Saldırıda 8 yolcu öldü, 10 yolcu yaralandı.
28 Ağustos/ Elazığ Yoncalıbayır Katliamı. 9 sivil şehit…
30 Eylül/ Hainler Batman Kozluk'ta bir mezrada ortaya çıktı. Korucu aileden 7 kişiyi katletti.
4 Ekim/ Teröristler bu kez Mardin Midyat'ta can aldı. Köy yoluna döşedikleri mayın yolcu minibüsündeki 26 kişinin ölümüne yol açtı. Aynı gün Siirt'in Daltepe ve Kalkancık köyüne saldırdılar. 33 kişiyi katlettiler. Üstelik çoğu çocuktu o gün katledilenlerin.
7 Ekim/ PKK'lı hainler Tunceli Pirinççi köyünde 4 öğretmeni vahşice katletti.
21 Ekim/ Siirt-Baykan… Teröristler, Derince köyünü bastı. 13'ü çocuk 24 sivili kurşuna dizdi.
22 Ekim/ Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın, Lice ilçesinde askerî birlik içinde vurularak öldürüldü
25 Ekim/ Erzurum Çat ilçesine bağlı Yavi'de PKK'lı teröristler 38 sivili katletti. Aynı gün Bitlis Yolalan'da ise 4 öğretmeni ve 2 yaşında bir kız çocuğunu öldürdüler sofra başında.
30 Ekim/ Erzurum'un Pasinler ilçesi Çiçekli köyünde hainler, cami açılışı için toplanan vatandaşlardan 6'sını katletti.
4 Kasım/ JİTEM'in kilit isimlerinden olduğu belirtilen emekli Binbaşı Ahmet Cem Ersever, Ankara Elmadağ'da elleri arkadan bağlanmış ağzı bantlı kafasına iki el ateş edilmiş halde ölü bulundu.
….
Dahası var…Öncesi ve sonrası da…
1993 bu yaşananlarla Türkiye'nin tarihinde ayrı bir yer tutuyor
O günlerden geriye kalan tek gerçek var.
"Acı ve İhanet"
Peki neden bunu yapmışlardı?
Bu planların arkasında kimler vardı?
Neden terör bitmesin, siviller ölsün, ülke uçuruma sürüklensin isteniyordu?
Eğer bu soruların yanıtını o günlere bakıp veremiyor ve sahte senaryoları, propagandaları bugün de dinlemeye devam ediyorsak, sorunun cevabı da aynı.
O gün bunları yapan ve yaptıranlar kim ise bugün de aynı.